Boşanma veya ayrılık süreçlerinde tarafların karşı karşıya kaldığı önemli konulardan biri de nafaka yükümlülüğüdür. Türk Medeni Kanunu kapsamında düzenlenen nafaka türleri; yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, tedbir nafakası ve yardım nafakası olarak dört başlık altında sınıflandırılmaktadır. Nafaka yükümlülüğü, kişinin gelir durumu, yaşam standartları, ihtiyaçları ve kanunda belirtilen şartlar dikkate alınarak hâkim tarafından takdir edilir. Bu bağlamda en çok merak edilen konulardan biri, asgari ücretli bir kişinin ne kadar nafaka ödeyeceğidir.
1. Nafaka Türleri Nelerdir?
Nafaka kavramı, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup çeşitli türleri bulunmaktadır:
2. Asgari Ücretlinin Nafaka Yükümlülüğü Nasıl Belirlenir?
Hâkim, nafaka miktarını belirlerken şu hususları dikkate alır:
2025 yılı itibariyle asgari ücret net 22.104,67 TL olarak belirlenmiştir. Asgari ücretle çalışan bir kişinin nafaka ödeme gücü sınırlı olduğundan, hâkim bu durumu göz önünde bulundurarak adaletli bir denge kurmaya çalışır.
3. Asgari Ücretle Çalışan Birinin İştirak Nafakası Ne Kadar Olur?
İştirak nafakası, çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ödenir ve kanunen çocuğun "üstün yararı" gözetilerek belirlenir. Asgari ücretli bir birey için iştirak nafakası genellikle:
4. Asgari Ücretli Biri Yoksulluk Nafakası Öder mi?
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle mali gücü zayıflayan ve yoksulluğa düşen eşe verilir. Ancak bu nafaka, kusur oranı ve ödeme gücü dikkate alınarak bağlanır. Asgari ücretle çalışan bir kişinin:
Burada hâkimin takdir yetkisi önemlidir. Tarafların mali durumu ayrıntılı şekilde araştırılır.
5. Tedbir Nafakası ve Asgari Ücretlinin Durumu
Boşanma davası devam ederken, mahkeme geçici olarak eş ve varsa çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedebilir. Asgari ücretli bireyler için bu nafaka miktarı da genellikle:
Ancak nafaka yükümlüsü kişinin geçimini sağlayamayacak bir miktarda nafaka ödemesi beklenemez. Bu durumda hâkim, nafaka taleplerini hakkaniyete uygun olarak sınırlandırır.
6. Nafaka Miktarı Değiştirilebilir mi?
Evet. Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesine göre nafaka yükümlüsünün gelirinde ciddi bir azalma (örneğin işsizlik, hastalık, maaş düşüşü gibi) veya alacaklının gelirinde önemli bir artış olması durumunda nafakanın azaltılması veya kaldırılması için dava açılabilir.
Asgari ücretli bir kişi, nafaka miktarının geçim düzeyini tehdit edecek seviyeye ulaşması halinde, nafakanın uyarlanması (tenzili) ya da kaldırılması (fesih) davası açarak yükümlülüğün revize edilmesini talep edebilir.
7. Nafaka Ödememenin Hukuki Sonuçları
Nafakanın zamanında ödenmemesi halinde:
Ancak asgari ücretli bir kişinin borçlarını ödeyemeyecek durumda olması, kusursuz mazeret olarak ileri sürülebilir. Bu durumda, hâkim borçlunun kastını ve kusurunu değerlendirecektir.
Sonuç
Asgari ücretle çalışan bir bireyin nafaka yükümlülüğü, hukuki çerçevede ve hakkaniyet ilkesi gereğince belirlenmektedir. Nafakanın miktarı somut olayın şartlarına, tarafların maddi ve sosyal durumlarına göre değişiklik göstermektedir. Hâkimin takdir yetkisi, nafaka türüne göre farklılık arz eder ve bu nedenle her dosya özelinde değerlendirme yapılması büyük önem taşır.
Nafaka yükümlülüğünün hukuki boyutları konusunda bilgi almak ve dava sürecinde doğru stratejiyi belirlemek adına, alanında uzman bir aile hukuku avukatından hukuki danışmanlık alınması önerilmektedir.
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.