Hukuk devletinin temel taşlarından biri olan yargı organları, adaletin tarafsız ve eşit şekilde uygulanmasını sağlar. Bu sistemin merkezinde ise hakimler ve savcılar yer alır. Hakimler, hukuki uyuşmazlıkları çözüme kavuştururken; savcılar kamu adına soruşturma yürütür, suçluların adalet önünde hesap vermesini sağlar.
Toplumun en yüksek güven beklentisi taşıdığı mesleklerden biri olan hakimlik ve savcılık, sadece hukuk bilgisi değil, aynı zamanda yüksek bir ahlaki duruş, vicdan, tarafsızlık ve sorumluluk bilinci gerektirir. Bu nedenle hakim-savcı adaylarının seçim süreci, diğer kamu görevlerine kıyasla çok daha sıkı kurallara tabidir.
Hakim ve savcı olmanın şartlarını belirleyen düzenlemeler, hem anayasada hem de 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda açıkça yer almaktadır. Bu yazıda söz konusu şartları ayrıntılı olarak inceleyecek, adayların nasıl bir süreçten geçtiğini ve hangi kriterlere dikkat etmesi gerektiğini adım adım açıklayacağız.
Türkiye’de hakimlik ve savcılık mesleğine giriş şartları, öncelikli olarak 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 8. maddesi ile düzenlenmiştir. Bunun yanında;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı düzenlemeleri,
Anayasa hükümleri,
İlgili yönetmelikler ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararları da adaylık sürecini şekillendirmektedir.
Kanun koyucu, bu şartları belirlerken yalnızca akademik başarıyı değil, aynı zamanda adayın ahlaki özelliklerini, güvenilirliğini, sağlık durumunu ve toplumla ilişkilerini de dikkate almıştır.
Örneğin, yaş sınırının 35 olarak belirlenmesi, mesleğe genç, dinamik ve uzun süre hizmet edebilecek kişilerin seçilmesi amacı taşımaktadır. Aynı şekilde, yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyetin engel teşkil etmesi, toplumda adalet dağıtacak kişilerin lekesiz bir sicile sahip olmasını garanti altına almaktadır.
Hakim ve savcı adaylarının Türk vatandaşı olması zorunludur. Bu şart, devletin en kritik görevlerinden birinin yalnızca kendi vatandaşlarınca yerine getirilmesini öngörür. Çifte vatandaşlığı bulunanlar için de Türk vatandaşlığının korunması gerekir.
2802 sayılı Kanun’un ilgili maddesine göre:
“Giriş sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla 35 yaşını doldurmamış olmak gerekir.”
Bu hüküm, Anayasa Mahkemesi kararları ve çeşitli KHK değişiklikleriyle güncellenmiş olup günümüzde halen geçerlidir.
Yaş şartı, mesleğe erken yaşta girilmesini sağlayarak, hakim ve savcıların uzun yıllar boyunca yargı hizmeti vermesini mümkün kılar.
Hukuk fakültesinden mezun olmak zorunludur.
Yabancı bir hukuk fakültesinden mezun olanların, Türkiye’deki hukuk programına göre eksik derslerden sınava girerek başarı belgesi alması gerekir.
Hukuk fakültesi mezunları başvurabilir.
Ayrıca, siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye bölümlerinden mezun olanlar da başvurabilir. Ancak bu grup, alınacak adayların en fazla %20’sini oluşturabilir.
Bu kural, idari yargıda yalnızca hukukçuların değil, mali ve idari alanlarda uzman kişilerin de görev almasını sağlar.
Adayların kamu haklarından yasaklı olmaması gerekir. Örneğin; seçme-seçilme hakkından yoksun olmak ya da memuriyet hakkından mahrumiyet hali, hakimlik-savcılık mesleğine engel teşkil eder.
2019 yılında yapılan düzenleme ile:
Hakimlik ve savcılık mesleğine girmek isteyenler, önce Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı veya İdari Yargı Ön Sınavına girmek zorundadır.
Bu sınavda başarılı olan adaylar, Adalet Bakanlığı’nın açtığı hakimlik-savcılık sınavına başvurabilir.
Bu sistem, mesleğe girişte bir ön eleme mekanizması oluşturmuştur.
Erkek adayların, askerlikle ilişiğinin bulunmaması gerekir.
Askerlik yapmış olmak,
Tecil edilmiş olmak,
Yedeğe geçirilmiş olmak yeterlidir.
Hakim ve savcıların görevlerini sürekli olarak yapmalarına engel olacak fiziksel veya zihinsel bir hastalığa sahip olmamaları gerekir. Bu durum, resmi sağlık raporu ile belgelenir.
Hakim ve savcı adaylarının, temiz bir adli sicile sahip olması zorunludur.
Taksirli suçlar hariç olmak üzere 3 aydan fazla hapis cezası almamış olmak,
Affa uğramış olsa bile zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymemiş olmak gerekir.
Ayrıca bu suçlardan dolayı soruşturma veya kovuşturma altında olmak da engel teşkil eder.
Hakim veya savcı olmak isteyen adaylar için yalnızca kanunda belirtilen şartları taşımak yeterli değildir. Bunun yanında oldukça kapsamlı ve aşamalı bir sürecin başarıyla tamamlanması gerekir. Bu süreç, Hukuk Fakültesi mezuniyetinden başlayarak mesleğe atamaya kadar devam eder.
Hakim ve savcı adaylarının ilk adımı, hukuk eğitimi almaktır. Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitelerinin hukuk fakülteleri ya da YÖK tarafından tanınmış yabancı üniversitelerden alınan diplomalar kabul edilir.
2019 yılında yürürlüğe giren düzenlemeye göre artık adayların mesleğe başlamadan önce bu sınavlardan birinde başarılı olmaları gerekir.
Bu sınav, adayların temel hukuk bilgilerini ölçmeyi amaçlar.
Yazılı olarak yapılan sınavda medeni hukuk, borçlar hukuku, ceza hukuku, anayasa hukuku gibi temel dersler yer alır.
Başarı oranı oldukça düşük olduğundan adayların uzun süreli hazırlık yapması gereklidir.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’ndan başarılı olan adaylar, Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen Hakimlik ve Savcılık Giriş Sınavına katılırlar.
Bu sınav ÖSYM iş birliğiyle yapılır.
Çoktan seçmeli soruların yanı sıra yazılı klasik sorular da bulunabilir.
Sınavda başarı sağlayan adaylar mülakata çağrılır.
Hakimlik ve savcılık mesleğinde en kritik aşamalardan biri sözlü mülakattır. Bu aşamada adayların yalnızca bilgi düzeyi değil, aynı zamanda:
Kendini ifade edebilme becerisi,
Otorite karşısında duruşu,
Tarafsızlık ilkelerine bağlılığı,
Genel kültür seviyesi,
Psikolojik dayanıklılığı ölçülür.
Mülakat jürisinde Adalet Bakanlığı temsilcileri, Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri ve kıdemli yargı mensupları bulunur.
Mülakatı geçen adaylar için güvenlik soruşturması yapılır. Bu süreçte adayın:
Adli sicil kaydı,
Sosyal çevresi,
Terör örgütleriyle bağlantısı olup olmadığı,
Kamu güvenliği açısından risk taşıyıp taşımadığı incelenir.
Güvenlik soruşturması olumlu sonuçlanmayan adaylar mesleğe kabul edilmez.
Hakim ve savcı adaylığı süreci, yaklaşık 2 yıl sürer.
İlk aşamada Adalet Akademisi’nde teorik eğitim alınır.
Daha sonra adliyelerde, mahkemelerde ve savcılıklarda uygulamalı staj yapılır.
Bu süreçte adayların performansları düzenli olarak değerlendirilir.
Adaylık dönemini başarıyla tamamlayan kişiler, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından atanarak resmen hakim veya savcı sıfatı kazanır. Atama genellikle Türkiye’nin farklı illerine yapılır. Adayların belirli bir süre görev yeri seçme hakkı bulunmaz.
Hakimlik ve savcılık mesleğinde iki temel yargı kolu bulunmaktadır: adli yargı ve idari yargı. Adayların başvurdukları sınav türüne göre görev alanları farklılık gösterir.
Adli yargı, bireyler arasındaki özel hukuk uyuşmazlıkları ile ceza davalarını kapsar.
Hakimler, ceza mahkemelerinde veya hukuk mahkemelerinde görev yapar.
Savcılar, ceza soruşturmalarını yürütür ve kamu adına iddianame düzenler.
Adli yargı hakimliği için hukuk fakültesi mezunu olmak zorunludur.
İdari yargı, devlet kurumlarının işlem ve eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakar.
Örneğin; vergi davaları, belediye kararlarına ilişkin itirazlar, idari para cezaları bu alana girer.
İdari yargı hakimliği için hukuk fakültesi mezunlarının yanı sıra siyasal bilgiler, iktisat, maliye gibi bölümlerden mezun olanlar da başvurabilir.
Adli yargı hakim ve savcıları, vatandaşların günlük hayatını doğrudan ilgilendiren uyuşmazlıklarla ilgilenir.
İdari yargı hakimleri ise devlet ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözümlemede görev yapar.
Her iki yargı kolunda da hakimler, zamanla belirli alanlarda uzmanlaşabilir.
Adli yargıda; ceza, aile, ticaret mahkemeleri gibi branşlaşma olur.
İdari yargıda ise vergi mahkemeleri ve idare mahkemeleri ön plana çıkar.
Hakimlik ve savcılık mesleği, toplumda yüksek bir statüye sahip olmakla birlikte, beraberinde çok ağır sorumluluklar da getirir. Bu nedenle mesleğe adım atmak isteyen adayların yalnızca bilgi değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal açıdan da hazırlıklı olması gerekir.
Bir hakimin veya savcının en temel görevi, adalet dağıtırken hiçbir şekilde taraf tutmamasıdır.
Aile, arkadaş veya siyasi ilişkilerinden etkilenmeden karar vermek,
Yalnızca kanun ve vicdana dayanmak,
mesleğin temel etik kurallarındandır.
Bu tarafsızlığı koruyamayan bir yargı mensubu hem meslek hayatında hem de toplum gözünde güvenilirliğini kaybeder.
Hakim ve savcıların meslek hayatında en çok karşılaştığı zorluklardan biri tayin sistemidir.
Türkiye’nin her bölgesinde görev yapma ihtimalleri vardır.
Çoğu zaman kendi istekleri dışında atamalar yapılabilir.
Bu durum, aile düzeni ve sosyal hayat üzerinde baskı oluşturabilir.
Türkiye’de mahkemelerdeki iş yükü oldukça fazladır. Bir hakimin veya savcının önüne yüzlerce dosya gelebilir.
Bu durum, yoğun mesai saatlerini,
Hafta sonu bile dosya incelemeyi,
Tatillerin sınırlı olmasını beraberinde getirir.
Özellikle kamuoyunu ilgilendiren davalarda, hakim ve savcılar yoğun baskı altında kalabilir.
Medyanın, siyasetin veya kamuoyunun etkisine kapılmadan adil karar vermek, büyük bir psikolojik dayanıklılık gerektirir.
Ceza davalarında karşılaşılan ağır suçlar, olay yeri incelemeleri, mağdur ve sanık ifadeleri, zamanla yargı mensuplarının ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Bu nedenle psikolojik dayanıklılık, meslekte uzun süre başarılı olmanın ön şartlarından biridir.
Hakim ve savcıların meslek dışında da dikkat etmesi gereken pek çok etik sorumluluk vardır.
Maddi çıkar ilişkilerinden uzak durmak,
Kamuoyuna güven sarsıcı davranışlardan kaçınmak,
Meslek onurunu her şeyin üzerinde tutmak zorundadırlar.
Zorluklarına rağmen hakimlik ve savcılık, Türkiye’de en çok tercih edilen mesleklerden biridir. Bunun en önemli sebebi, mesleğin sağladığı avantajlardır.
Hakim ve savcılar, devletin teminatı altında görev yaparlar.
Görevleri güvence altındadır.
Keyfi olarak işten çıkarılamazlar.
Anayasa ve kanunlarla mesleki bağımsızlıkları korunur.
Toplumda saygınlığı en yüksek mesleklerden biridir.
İnsanlar bu kişilere güven duyar ve itibar eder.
Hakim ve savcı maaşları, diğer birçok kamu görevlisine kıyasla yüksektir.
Ek göstergeler, sosyal haklar ve emeklilik imkanları güçlüdür.
Manevi açıdan ise adaletin tecellisine katkı sağlamak, toplum için en büyük motivasyon kaynaklarından biridir.
Hakim ve savcılar, meslek hayatlarında zamanla yükselebilirler:
İlk derece mahkemelerinden bölge adliye mahkemelerine,
Oradan Yargıtay ve Danıştay üyeliğine,
Hatta Anayasa Mahkemesi üyeliğine kadar ilerleme şansları vardır.
Meslek içinde çeşitli branşlarda uzmanlaşmak mümkündür.
Ceza, aile, ticaret, iş hukuku gibi özel alanlarda görev almak,
İdari yargıda vergi ve maliye davalarında uzmanlaşmak mümkündür.
Hakim ve savcılar, verdikleri kararlarla yalnızca tarafların değil, tüm toplumun geleceğini şekillendirirler.
Bir sanığın adil yargılanmasını sağlamak,
Bir mağdurun hakkını teslim etmek,
Hukukun üstünlüğünü korumak, bu mesleğin en önemli toplumsal faydalarındandır.
Hakim ve savcı olmanın şartları, ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Türkiye’deki sistem, özellikle Kıta Avrupası Hukuk Sistemine dayalıdır. Ancak Batı ülkelerindeki uygulamalarla karşılaştırma yapmak, adaylar için farklı bakış açıları sunar.
Almanya’da hakimlik mesleğine girmek için hukuk eğitimi sonrası iki aşamalı devlet sınavını (Erstes Staatsexamen ve Zweites Staatsexamen) başarıyla geçmek gerekir.
Adaylar uzun süreli staj programına (Referendariat) katılır.
Hakimlik, kariyerin başında tercih edilebileceği gibi avukatlık sonrası da yapılabilir.
Fransa’da hakimlik mesleği için adayların Ulusal Yargı Okulu’na (École Nationale de la Magistrature) kabul edilmesi gerekir.
Başvuru için hukuk fakültesi mezunu olmak ve giriş sınavını kazanmak şarttır.
Öğrenciler okulda uzun süreli teorik ve pratik eğitimden geçtikten sonra hakim veya savcı olabilir.
İtalya’da hakimlik mesleğine giriş oldukça zordur. Hukuk fakültesinden mezun olan adaylar, uzun ve kapsamlı bir devlet sınavına girer.
Bu sınav yazılı ve sözlü aşamalardan oluşur.
Başarılı olanlar staj yaptıktan sonra görevlerine başlar.
ABD’de hakim olma sistemi, Avrupa ülkelerinden tamamen farklıdır:
ABD’de hakimlik için öncelikle avukatlık mesleğinde uzun yıllar çalışmak gerekir.
Federal hakimler genellikle Başkan tarafından aday gösterilir ve Senato’nun onayıyla atanır.
Eyalet hakimleri ise seçimle ya da atama yoluyla göreve gelir.
Bu nedenle ABD’de hakimlik, kariyerin başlangıcında değil, genellikle en üst seviyesinde ulaşılan bir pozisyondur.
Türkiye’de hakim-savcı adayları doğrudan hukuk fakültesinden mezun olur olmaz sınavlara girebilir.
Avrupa ülkelerinde genellikle özel yargı okullarına giriş şartı vardır.
ABD’de ise hakimlik, uzun yıllar süren avukatlık veya akademik kariyerin ardından elde edilir.
Bu karşılaştırmalar, Türkiye’deki sistemin aslında adaylara çok daha erken yaşta hakim veya savcı olma imkânı tanıdığını göstermektedir.
Hakim ve savcı olmayı düşünen adayların aklında birçok soru vardır. İşte en çok sorulan 20 soru ve cevapları:
35 yaşını doldurmamış olmak gerekir.
Evet, yalnızca idari yargıda ve %20 kontenjan dahilinde siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye bölümleri mezunları başvurabilir.
Evet, eksik derslerden sınava girip başarı belgesi aldıklarında başvurabilirler.
Adalet Bakanlığı, ÖSYM iş birliğiyle sınavları düzenler.
Medeni hukuk, ceza hukuku, anayasa, idare hukuku, borçlar hukuku, ticaret hukuku ve genel kültür-siyaset bilgisi derslerinden soru çıkar.
Yaklaşık 2 yıl sürer.
Evet, adaylara belirli bir maaş ödenir.
Hayır, bu durum başvuruyu engeller.
Taksirli suçlar hariç, 3 aydan fazla hapis cezası alanlar başvuramaz.
Hayır, özel olarak düzenlenen sınavlara girilir.
Hukuk bilgisi, genel kültür, ifade yeteneği ve kişilik özellikleri ölçülür.
Hayır, ilk atamalar Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından yapılır.
Evet, meslek hayatları boyunca düzenli aralıklarla tayinleri yapılır.
Evet, Anayasa ve kanunlarla mesleki bağımsızlık korunur.
Resmi mesai saatleri vardır ancak iş yükü nedeniyle çoğu zaman mesai dışı da çalışırlar.
Evet, derece ilerlemesi, istinaf mahkemeleri, Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi üyeliklerine kadar yükselmek mümkündür.
Tarafsızlık, dürüstlük, çıkar ilişkilerinden uzak durmak ve meslek onurunu korumak en önemli sorumluluklardır.
Yeniden sınavlara girme hakkına sahiptirler.
Hayır, doğrudan hukuk fakültesi mezunları başvurabilir.
Devlet güvencesi altında, yüksek sorumluluk ve saygınlıkla topluma hizmet etme imkânıdır.
Daha fazla bilgi ve diğer meslek gruplarına ait güncel kamu maaşları için web sitemizi ziyaret edin veya iletişim sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz.
Diğer makalelerimize aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz;
https://sinanakalin.av.tr/hakim-maasi-ne-kadar-2025
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.