Ceza Muhakemesi (CMK) süreci, soruşturma, kovuşturma ve hüküm aşamalarından sonra, son aşama olan infaz ile tamamlanır. İnfaz, mahkemece verilen nihai kararın (hapis cezası) fiilen yerine getirilmesidir. Türk Hukukunda infaz süreçleri, büyük ölçüde 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGTİHK) ve ilgili yönetmeliklerle düzenlenir. Bu kanun, sadece cezanın yerine getirilme biçimini değil, aynı zamanda hükümlünün haklarını, yükümlülüklerini ve topluma yeniden entegrasyon mekanizmalarını da belirler.
Bir hükmün infaz edilebilir hale gelmesi için hukuki kesinlik kazanması esastır. Hukukumuzda kesinleşme, karara karşı başvurulabilecek olağan kanun yollarının (İstinaf – Bölge Adliye Mahkemesi, Temyiz – Yargıtay) tüketilmesiyle veya bu yollara başvurma süresinin dolmasıyla gerçekleşir.
Kesinleşen karara ilişkin İlamat (Hüküm Özeti), kararı veren veya onayan mahkeme tarafından, cezanın infaz edileceği yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz Bürosu'na (İlamat ve İnfaz Bürosu) gönderilir. İnfaz Bürosu, bu ilamı aldığında infaz işlemlerine resmen başlama yetkisine sahip olur.
İnfaz Bürosunun ilk ve en kritik görevi, hükümlünün cezaevinde kalacağı süreyi resmi olarak belirleyen Müddetnameyi düzenlemektir.
Müddetname Detayları: Müddetname, hükümlülük süresini gün, ay ve yıl olarak gösterir; cezanın miktarına, suçun türüne ve yasal indirim oranlarına göre hesaplanan Koşullu Salıverilme (Şartla Tahliye) ve Denetimli Serbestlik tarihlerini içerir. Müddetname, hükümlüye tebliğ edilerek bilgilendirme yükümlülüğü yerine getirilir.
İçtima (Cezaların Toplanması): Hükümlü hakkında birden fazla kesinleşmiş hapis cezası bulunuyorsa, Savcılık bu cezaları hukuki kaidelere uygun olarak toplar (İçtima Kararı) ve bu toplam ceza üzerinden tek bir Müddetname düzenler.
İnfaz Bürosu, Müddetnameyi düzenledikten sonra, cezanın infazına başlanması için hükümlüye bir Çağrı Kağıdı (Tebligat) gönderir.
Tebligatın, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'na uygun olarak yapılması şarttır. Tebligat, hükümlünün bilinen en son adresine yapılır. Hükümlü adreste bulunamazsa, usulüne uygun şekilde muhtara bırakılması ve durumun tebligat parçasına işlenmesi, sürenin işlemeye başlaması için yeterlidir. Hükümlünün fiilen kağıdı görmesi değil, tebligatın usulüne uygun yapılması, 10 günlük sürenin başlangıcını belirler.
CGTİHK m. 19/1 açıkça belirtir: Hükümlü, çağrı kağıdının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmek zorundadır. Bu süre, hükümlünün infazla ilgili haklarını (örneğin infaz erteleme) kullanabilmesi için tanıdığı ilk ve en önemli süredir.
10 günlük süre içinde Savcılığa müracaat eden hükümlünün cezası, kanuni şartları taşıyorsa ve Savcılıkça Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda infazına karar verilirse:
Ek 10 Günlük Süre: Hükümlüye, doğrudan ilgili açık ceza infaz kurumuna müracaat etmesi için Ek-1 Belgesi (Açığa Gönderme Formu) tebliğ edilir ve ek 10 günlük bir süre tanınır.
Toplam Süre: Bu durumda, hükümlü yasal prosedüre uyduğu takdirde, tebligatın eline ulaşmasından itibaren toplam 20 gün içinde cezaevine fiilen teslim olmak zorundadır.
İnfaz Hukuku teamülleri ve yasal düzenlemeler (CGTİHK m. 19 ve ilgili Yönetmelikler) uyarınca, kaçma şüphesinin düşük olduğu kısa süreli cezalarda çağrı yöntemi esastır:
Kasten İşlenen Suçlar: 3 yıl ve daha az süreli hapis cezaları.
Taksirle İşlenen Suçlar: 5 yıl ve daha az süreli hapis cezaları.
Bu durumlarda hükümlü, yasal sürede teslim olduğu sürece, infaz işlemleri çağrı ve müracaat üzerine yürütülür.
Aşağıdaki durumlarda, Cumhuriyet Başsavcılığı, hükümlüye çağrı kağıdı göndermek yerine, infazın gecikmesini önlemek ve kamu güvenliğini sağlamak amacıyla doğrudan yakalama emri çıkarır:
Yüksek Miktarlı Cezalar: Kasten işlenen suçlardan hükmedilen hapis cezası 3 yıldan fazla ise. Bu, uygulamada firar riskinin yüksek kabul edilmesi esasına dayanır.
Müracaat Etmeme Hali: Hükümlünün, tebliğ edilen çağrı kağıdına rağmen 10 günlük yasal süre içinde Savcılığa müracaat etmemesi veya kendisine tanınan ek sürede Açık Kuruma teslim olmaması halinde.
Özel Statülü Suçlar: Bazı özel kanunlarda veya suç türlerinde (örneğin, tekerrür hükümlerinin uygulanması, terör suçları) çağrı kağıdı gönderilmesi usulü devre dışı bırakılabilir.
Yakalama emri ile yakalanan hükümlü, kolluk kuvvetleri tarafından doğrudan en yakın ceza infaz kurumuna sevk edilir. Bu durumda:
İnfaz Erteleme Hakkı Kısıtlanır: Hükümlünün kendi isteğiyle infaz erteleme (mazeret sebebiyle erteleme) talep etme hakkı, yakalama emri çıkarıldıktan sonra yapılan başvurularda Savcılıkça genellikle reddedilir. Zira erteleme hakkı, hükümlünün yasal süre içinde kendiliğinden müracaat etme şartına bağlanmıştır.
İyi Hal Olumsuz Etkilenir: Hükümlünün kaçma şüphesiyle yakalanması, cezaevinde geçirilecek süre boyunca yapılacak "iyi hal" değerlendirmesini baştan olumsuz etkileyebilir.
İnfaz erteleme (tecil değil, erteleme/geri bırakma), kesinleşmiş cezanın infazına başlanmasını yasal bir mazeretle öteleme imkânıdır. Bu talep, 10 günlük yasal süre içinde Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz Bürosu'na yapılmak zorundadır.
Bu tür erteleme, hükümlünün ekonomik, ticari, mesleki veya ailevi sorumluluklarını yerine getirmesi gibi kişisel mazeretlere dayanır.
Süre Sınırı: Kasten işlenen suçlarda 3 yıl, taksirle işlenen suçlarda ise 5 yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalıdır.
Erteleme Süresi: Erteleme, her defasında 1 yılı geçmemek üzere en fazla 2 kez uygulanabilir. Yani maksimum süre 2 yıldır.
Teminat: Başsavcılık, hükümlünün erteleme süresi sonunda teslim olacağını sağlamak için uygun bir güvence (teminat) yatırılmasını şart koşabilir.
Erteleme Süresinde Suç İşleme: Erteleme süresi içinde hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılırsa, erteleme kararı derhal kaldırılarak ceza infaz olunur.
Bu haller, hükümlünün veya toplumun sağlığını korumayı amaçlayan, Savcılığın takdir yetkisinin kısıtlı olduğu durumlardır.
Hayati Tehlike: Hapis cezasının infazının, hükümlünün hayatı için kesin ve hayati bir tehlike oluşturacağının Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuyla belgelenmesi gerekir. Bu durumda infaz, iyileşinceye kadar geri bırakılır. Süre sınırı yoktur, hastalığın seyrine bağlıdır.
Tek Başına Hayatını İdame Ettirememe: Ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlülerin infazı, toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilirse iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.
Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 1 yıl 6 ay (18 ay) geçmemiş bulunan kadınlar hakkında zorunlu olarak geri bırakılır. Bu süre, çocuğun hayatta kalması ve annesinin yanında kalması için yasal bir güvencedir.
CGTİHK m. 17/6 uyarınca, aşağıdaki suçlardan mahkûm olanlar hakkında hükümlünün talebiyle infazın ertelenmesi kararı kesinlikle verilemez:
Terör Suçları (4174 Sayılı Kanun kapsamı)
Örgüt Faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı İşlenen Suçlar
Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulananlar
Disiplin veya Tazyik Hapsine mahkûm olanlar
Hükümlünün infaz erteleme, koşullu salıverilme veya cezaevine giriş şekli ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kararlara karşı yargısal denetim mekanizması mevcuttur.
İtiraz Mercii: Cumhuriyet Başsavcılığı kararlarına karşı, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde kararı veren Başsavcılığın bulunduğu yerdeki İnfaz Hâkimliği'ne itiraz edilebilir.
İnfaz Hâkimliği Kararı: İnfaz Hâkimliği, duruşma açmaksızın evrak üzerinden karar verir. İnfaz Hâkimliği'nin verdiği kararlara karşı ise tebliğden itibaren 7 gün içinde Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz edilebilir. (Ancak, Hâkimliğin bazı kararları kesindir.)
İnfaz hukuku, sürekli değişen ve teknik hesaplamalar gerektiren bir alandır. Hükümlülerin, yasal süreleri ve hak kayıplarını önlemek adına, infaz hesaplaması, erteleme talepleri ve Denetimli Serbestlik süreçlerinde mutlaka bir Ceza Hukuku Uzmanı Avukat'tan hukuki destek alması gerekmektedir. Avukatın müdahalesi, teslim sürecinin yasal zeminde ve hükümlünün lehine yönetilmesini sağlar.
Koşullu salıverilme, hükümlünün cezaevinde geçirmesi gereken yasal sürenin tamamlanması ve kurallara uyması (iyi hal) halinde, cezasının kalan kısmının dışarıda geçirilmesine imkân tanıyan bir kurumdur.
İyi Hal Şartı: Koşullu salıverilme için en temel şart, hükümlünün cezaevinde geçirdiği süre boyunca iyi halli olması ve ıslah olduğuna dair İdare ve Gözlem Kurulu kararıdır.
Süre Oranları: Koşullu salıverilme için cezaevinde geçirilmesi gereken süre, suçun türüne ve infaz rejimine göre cezanın 1/2, 2/3 veya 3/4'ü olarak belirlenir.
Denetimli Serbestlik (Denetimli Serbestlik), Koşullu Salıverilme tarihine belirli bir süre kalan hükümlünün cezasının son kısmını cezaevi dışında bir denetim planı dahilinde tamamlamasıdır.
Süre Sınırı: Denetimli Serbestlik süresi, genel kural olarak 1 yıl (12 aydır). Ancak bazı geçici düzenlemelerle bu süre 3 yıla kadar çıkabilmektedir.
Girdi-Çıktı Zorunluluğu: Denetimli Serbestlikten faydalanabilmek için hükümlünün yasal olarak cezaevine giriş yaparak (infazın başlaması) bir gün dahi olsa cezasını infaz etmeye başlaması şartı aranır. Kısa süreli cezalarda, bu şartı yerine getirmek amacıyla "girdi-çıktı" işlemi uygulanır. Hükümlü, cezaevine giriş işlemlerini tamamlar ve Denetimli Serbestlik kararı ile hızla tahliye olur.
Hükümlünün, tebliğe rağmen yasal süre içinde teslim olmaması, Savcılık tarafından kaçma şüphesi olarak değerlendirilir. Bu durum, sadece yakalama emri çıkarılmasına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda infaz hukuku açısından ağırlaştırıcı bir durum teşkil edebilir.
İnfaz erteleme süresi (maksimum 2 yıl) sona erdiğinde, hükümlüye yeniden çağrı kağıdı gönderilmez. Hükümlü, sürenin bittiği tarihte kendiliğinden Savcılığa müracaat etmek zorundadır.
Yaptırım: Erteleme süresi bitmesine rağmen teslim olmayan hükümlü hakkında, derhal yakalama emri düzenlenir.
Teminatın Kaybı: Eğer erteleme, teminat karşılığında yapılmışsa ve hükümlü teslim olmazsa, yatırılan teminat bedeli Hazine'ye irat kaydedilir (devredilir) ve hükümlü bu parayı geri alamaz. Bu, teslim olmama durumuna karşı en önemli caydırıcı mekanizmadır.
Ceza Avukatı Mersin İletişim Bilgileri
🌐 Web sitemizi ziyaret edin: sinanakalin.av.tr
📩 E-posta: info@sinanakalin.av.tr
📱 Telefon: +90 (507) 895 2874
📍 Adres: Mahmudiye Mah. Kuvayi Milliye Cad. Gökdelen İş Merkezi Kat: 11 Daire: 240-241 Akdeniz / Mersin
Yasal Uyarı: Bu makalede sunulan tüm bilgiler, genel bir hukuki bakış açısı sağlamakta olup, her somut olay farklı hukuki değerlendirmeler gerektirebilir. Yasal hak kaybına uğramamak ve doğru infaz hesaplaması yapabilmek için mutlaka uzman bir avukat ile çalışılması tavsiye edilir.
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.