Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 102 ila 105. maddeleri arasında ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Bu suçlar, bireyin en temel haklarından biri olan vücut ve ruh bütünlüğüne doğrudan müdahale niteliği taşır. Kanun koyucu, cinsel suçların toplumsal düzeni bozucu etkilerini ve mağdur üzerinde yarattığı ağır sonuçları dikkate alarak oldukça ciddi yaptırımlar öngörmüştür. Özellikle cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz suçları bu kapsamda değerlendirilir. Bu suç tipleri, yalnızca mağdur açısından değil, toplum genelinde infial yaratan ve kamu vicdanını derinden sarsan nitelikte olduğu için cezalandırma yönünden titizlikle ele alınır.
Cinsel suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma süreçleri, adaletin sağlanması açısından son derece hassas yürütülmesi gereken aşamalardır. Mağdurun korunması, delillerin doğru şekilde toplanması ve şüpheli ya da sanığın savunma hakkının ihlal edilmemesi bu süreçte en önemli hususlardır. Uygulamada, soruşturma aşamasında savcılık makamının delilleri toplaması, kolluk kuvvetlerinin usulüne uygun işlem yapması ve mahkemenin tüm bu delilleri hukuka uygun şekilde değerlendirmesi gerekmektedir.
Bu süreçlerin doğru yönetilebilmesi için Mersin cinsel suçlar avukatı desteği büyük önem taşır. Çünkü cinsel suçlar davaları hem mağdur açısından travmatik hem de sanık açısından ağır sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Profesyonel bir avukat desteği, hak kayıplarının önlenmesi, adil yargılanma hakkının korunması ve sürecin en doğru şekilde yürütülmesi açısından hayati bir rol oynar. Ayrıca, ceza hukuku alanında deneyimli bir avukat, hem mağdur vekilliğinde hakların korunmasını sağlayabilir hem de sanık müdafiliğinde etkili bir savunma stratejisi geliştirebilir.
Sonuç olarak, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda hukuki sürecin en iyi şekilde yönetilmesi için uzman desteği alınması zorunluluk haline gelmiştir. Bu noktada, Mersin cinsel suçlar avukatı ile çalışmak, hem mağdurun korunması hem de sanığın adil yargılama hakkının gözetilmesi bakımından sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlayacaktır.
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 102 ila 105. maddeleri arasında düzenlenmiştir ve bireyin hem fiziksel hem de ruhsal bütünlüğünü doğrudan korumaya yöneliktir. Bu suçlar, yalnızca mağdura zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni sarsıcı nitelikleri nedeniyle kamu vicdanında derin yaralar açar. Bu nedenle kanun koyucu, cinsel dokunulmazlığa yönelik saldırıları en ağır yaptırımlarla cezalandırmayı tercih etmiştir.
Mersin Ceza Avukatı İletişim Bilgileri
🌐 Web sitemizi ziyaret edin: sinanakalin.av.tr
📩 E-posta: info@sinanakalin.av.tr
📱 Telefon: +90 (507) 895 2874
📍 Adres: Mahmudiye Mah. Kuvayi Milliye Cad. Gökdelen İş Merkezi Kat: 11 Daire: 240-241 Akdeniz / Mersin
TCK m.102 hükmü, cinsel saldırı suçunu kapsamlı bir şekilde düzenler. Bir kimsenin vücut dokunulmazlığını cinsel davranışlarla ihlâl eden fail, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Burada, mağdurun rızasının bulunmaması ve davranışların cinsel amaç taşıması suçun oluşumu için temel şartlardır.
Eğer failin gerçekleştirdiği eylem sarkıntılık düzeyinde kalıyorsa, kanun bu durumu daha hafif bir ihlâl olarak kabul etmiş ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörmüştür. Ancak, eylemin ağırlığına göre cezalar farklılaşmakta ve mağdurun uğradığı zarara göre yaptırımlar ağırlaştırılmaktadır.
Fiilin, mağdurun vücuduna organ veya sair bir cismin sokulması suretiyle işlenmesi hâlinde ise suçun niteliği daha vahim kabul edilmekte ve ceza 12 yıldan az olmamak üzere hapis olarak belirlenmektedir. Bu düzenleme, mağdurun hem bedensel hem de psikolojik açıdan en ağır şekilde zarar gördüğü durumları kapsar.
Cinsel saldırının eşe karşı gerçekleştirilmesi durumunda, kovuşturma mağdurun şikâyetine bağlıdır. Bu hüküm, aile içi ilişkilerin özel niteliği dikkate alınarak getirilmiş olmakla birlikte, mağdurun iradesini ön plana çıkaran bir düzenleme niteliği taşır.
Suçun silahla, birden fazla kişiyle, akrabalık ilişkisi içerisinde ya da kamu görevinin sağladığı nüfuz kullanılarak işlenmesi hâlinde cezalar yarı oranında artırılır. Bu ağırlaştırıcı sebepler, failin mağdura karşı daha büyük bir güç dengesizliği oluşturduğu ve mağdurun korunmasız hale getirildiği durumları kapsamaktadır.
Eylem sonucunda mağdurun ölmesi veya bitkisel hayata girmesi hâlinde ise fail hakkında en ağır ceza olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanır. Bu hüküm, mağdurun yaşam hakkının ortadan kaldırılması veya yaşam kalitesinin tamamen yok edilmesi durumlarını dikkate alır.
Cinsel saldırı suçu, TCK m.102 kapsamında en ayrıntılı şekilde düzenlenmiş cinsel dokunulmazlığa karşı suç tipidir. Kanun, mağduru korumak ve failin cezalandırılmasında caydırıcılığı sağlamak amacıyla geniş bir yelpazede yaptırımlar öngörmüştür. Bu tür davalar, hem mağdur açısından son derece hassas hem de sanık açısından çok ağır cezai sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Bu nedenle sürecin titizlikle yürütülmesi ve tarafların hak kaybı yaşamaması için ceza hukuku alanında deneyimli bir cinsel suçlar avukatı desteği büyük önem taşır.
Çocuğun cinsel dokunulmazlığını ihlâl eden eylemler, Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinde “çocuğun cinsel istismarı” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu madde, en hassas suç tiplerinden biri olup, çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerini korumayı amaçlar. Kanun koyucu, mağdurun yaşı ve fiilin ağırlığına göre farklı ceza oranları belirlemiştir.
Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi hakkında 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bu düzenleme, çocukların korunması noktasında en temel çerçeveyi oluşturur. Eğer istismar fiili sarkıntılık düzeyinde kalmışsa, ceza daha hafif değerlendirilir ve fail hakkında 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası uygulanır.
Mağdurun yaşı, verilecek cezada doğrudan etkili bir unsurdur. Mağdur 12 yaşını doldurmamışsa, kanun bu durumda daha ağır bir yaptırım öngörmüş ve temel cezanın en az 10 yıl hapis olacağını düzenlemiştir. Sarkıntılık düzeyinde kalan eylemler için ise en az 5 yıl hapis cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.
Eğer fiil, mağdurun vücuduna organ veya sair bir cismin sokulması suretiyle işlenirse suçun niteliği daha ağır kabul edilir. Bu durumda ceza, 16 yıldan az olmamak üzere hapis olarak belirlenmiştir. Mağdurun 12 yaşından küçük olması hâlinde ise alt sınır daha da yükseltilmiş ve 18 yıl hapis cezası öngörülmüştür. Böylece kanun koyucu, küçük yaştaki çocukların korunmasına özel önem atfetmiştir.
Failin konumu ve mağdur üzerindeki etkisi de cezayı artıran unsurlar arasında yer almaktadır. Akraba, öğretmen, bakıcı, sağlık personeli veya kamu görevlisi gibi nüfuz sağlayan kişiler tarafından istismar suçunun işlenmesi hâlinde ceza yarı oranında artırılır. Bu düzenleme, failin mağdur üzerindeki güven ilişkisini kötüye kullanmasını daha ağır şekilde cezalandırmayı amaçlamaktadır.
Çocuğun cinsel istismarı sonucu mağdurun ölmesi veya bitkisel hayata girmesi durumunda ise fail için en ağır yaptırım öngörülmüş ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanması kabul edilmiştir. Bu hüküm, çocuğun yaşam hakkının veya sağlıklı yaşam imkanının tamamen ortadan kalktığı en vahim durumlara yöneliktir.
TCK m.103, çocukların korunması amacıyla Türk Ceza Kanunu’nda yer alan en kapsamlı ve en ağır yaptırımları içeren düzenlemelerden biridir. Çocuğun cinsel istismarı suçu, toplumda infial uyandıran, mağdurun geleceğini derinden etkileyen ve kamu düzenini sarsan bir suç tipi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında en küçük ayrıntının dahi gözden kaçmaması ve delillerin titizlikle değerlendirilmesi büyük önem taşır.
Bu tür davalarda, mağdurun korunması, failin adil şekilde yargılanması ve hukuki sürecin doğru yönetilebilmesi için cinsel suçlar alanında uzman bir ceza avukatı desteği hayati nitelik taşımaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun 104. maddesi, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu düzenlemektedir. Bu madde, çocukların korunması amacıyla özel olarak hazırlanmış olup, 15 yaşını doldurmuş fakat henüz reşit olmayan kişilere yönelik cinsel ilişkiyi kapsamaktadır. Kanun koyucu, bu düzenleme ile çocukların rızası bulunsa dahi cinsel ilişkiye girmelerini toplumsal değerler ve gelişim açısından sakıncalı görmüş ve cezai yaptırımlar öngörmüştür.
15 yaşını bitirmiş çocukla, cebir, tehdit veya hile olmaksızın cinsel ilişkide bulunan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu düzenlemede şikâyet şartı, mağdurun ve ailesinin iradesini ön plana çıkarır. Ancak, fiil cebir, tehdit veya hile ile işlenmişse suçun niteliği değişir ve artık bu madde değil, daha ağır yaptırımlar içeren hükümler uygulanır.
Failin, mağdurla evlenmesi yasak olan kişilerden biri olması hâlinde durum daha ağır değerlendirilmiştir. Böyle bir durumda ceza, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis olarak belirlenmiştir. Ayrıca bu durumda şikâyet şartı aranmaksızın doğrudan cezalandırma yapılır. Bu düzenleme ile kanun koyucu, toplumsal değerler ve aile yapısı gereği evlenme yasağı bulunan ilişkilerin daha ağır cezalandırılmasını amaçlamıştır.
Evlat edinme veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel ilişki fiilleri de aynı kapsamda değerlendirilir. Bu gibi durumlarda fail, çocuğun bakımından ve korunmasından sorumlu olduğu halde güveni kötüye kullandığı için daha ağır bir yaptırımla karşılaşır ve yine şikâyet aranmaksızın cezalandırılır.
TCK m.104, reşit olmayanla cinsel ilişkiyi özel olarak düzenleyerek çocukların korunmasını hedeflemektedir. Bu suç tipi, mağdurun rızasına bakılmaksızın çocukların gelişim sürecine zarar verici niteliği nedeniyle cezai yaptırıma bağlanmıştır. Kanun, failin konumu, mağdurla olan ilişkisi ve evlenme yasağı gibi durumları dikkate alarak cezaları ağırlaştırmakta, böylece toplumsal değerlerin korunmasını sağlamaktadır.
Bu tür davalarda sürecin doğru yürütülmesi, mağdurun korunması ve failin adil şekilde yargılanması için ceza hukuku alanında uzman bir avukat desteği oldukça önemlidir.
Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi, cinsel taciz suçunu düzenlemektedir. Bu suç tipi, kişilerin beden dokunulmazlığına doğrudan saldırı niteliğinde olmayıp, bireyin cinsel özgürlüğünü ihlâl eden, rahatsız edici davranışları kapsar. Kanun koyucu, mağdurun huzurunu, güvenliğini ve toplumsal düzeni korumak amacıyla cinsel tacizi ayrıca suç olarak tanımlamış ve cezai yaptırıma bağlamıştır.
Bir kimseyi cinsel amaçla taciz eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm, mağdurun iradesini ön plana çıkaran ve tacizin her türlüsünü engellemeyi amaçlayan genel düzenlemedir.
Eğer fiil bir çocuğa karşı işlenmişse, suçun niteliği ağırlaşır. Bu durumda fail hakkında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası uygulanır. Böylece kanun, çocukların cinsel tacize karşı daha güçlü korunmasını sağlamayı hedeflemiştir.
Suçun, kamu görevi, aile içi ilişki, işyeri veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu ağırlaştırıcı sebep, failin mağdur üzerindeki nüfuzunu veya teknolojik imkanları kötüye kullanarak cinsel tacizi gerçekleştirmesini daha ağır şekilde cezalandırmayı amaçlamaktadır.
Ayrıca, cinsel taciz fiili sonucunda mağdurun hayatı doğrudan etkilenmişse, yani işini bırakmak, okuldan ayrılmak veya ailesinden uzaklaşmak zorunda kalmışsa, bu durumda verilecek ceza 1 yıldan az olamaz. Bu hüküm, mağdurun sosyal hayatında ve geleceğinde telafisi güç zararlar doğuran durumlarda caydırıcılığı artırmaya yöneliktir.
TCK m.105, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar arasında en hafif görünen fiilleri düzenlese de, mağdur üzerinde ciddi psikolojik ve sosyal etkiler doğuran davranışları kapsar. Cinsel taciz, toplumda huzursuzluk yaratan ve bireyin güvenlik duygusunu zedeleyen bir suç tipidir. Bu nedenle kanun koyucu, farklı niteliklere göre değişen cezai yaptırımlar belirlemiştir.
Bu tür suçlarda hem mağdurun haklarının korunması hem de sürecin usulüne uygun şekilde yürütülmesi için cinsel suçlar konusunda uzman bir ceza avukatı desteği oldukça önemlidir.
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, mağdurun bedensel ve ruhsal bütünlüğünü doğrudan etkileyen en hassas suç tiplerindendir. Bu nedenle yargılama süreci, hem mağdurun haklarının korunması hem de sanığın adil yargılanma hakkının güvence altına alınması açısından son derece titizlikle yürütülmektedir. Yargılama süreci iki temel aşamadan oluşur: soruşturma aşaması ve kovuşturma aşaması.
Cinsel suçlarda ilk aşama, Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen soruşturma sürecidir. Bu süreçte amaç, suçun işlenip işlenmediğinin, işlendi ise kim tarafından gerçekleştirildiğinin ortaya çıkarılmasıdır.
Savcılık makamı, suçun öğrenilmesiyle birlikte soruşturmaya başlar.
Kolluk kuvvetleri aracılığıyla deliller toplanır, olay yerinde incelemeler yapılır.
Mağdurun, şüphelinin ve tanıkların ifadeleri alınır.
Özellikle mağdurun beyanları, adli raporlar ve dijital veriler gibi unsurlar dosya kapsamına dâhil edilir.
Çoğu cinsel suç dosyasında, mağdurun korunması ve soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için dosyaya gizlilik kararı verilir. Bu karar, özellikle CMK m.153 kapsamında tarafların dosyaya erişimini sınırlayabilir.
Soruşturma aşamasında elde edilen bulgular, savcının iddianame düzenleyip düzenlemeyeceği konusunda belirleyici olur. Delillerin yeterli görülmesi hâlinde iddianame hazırlanarak mahkemeye sunulur.
İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle birlikte süreç, kovuşturma aşamasına geçer. Bu aşama, ceza mahkemesinde yürütülen asıl yargılama sürecidir.
Mahkeme, iddianameyi kabul ettikten sonra duruşma açar.
Duruşmalarda tanıklar dinlenir, deliller tartışılır ve tarafların iddia ile savunmaları değerlendirilir.
Mağdurun haklarının korunması, tanıkların güvenliği ve adil yargılama ilkeleri gözetilir.
Yargılama sonunda mahkeme, delillere ve tarafların beyanlarına dayanarak sanık hakkında beraat veya mahkûmiyet kararı verir.
Bu aşamada, Mersin cinsel suçlar avukatı büyük önem taşır. Hem mağdur vekilliği hem de sanık müdafiliği bakımından avukatın rolü, davanın seyrini doğrudan etkileyebilir. Avukat, mağdur açısından hak kayıplarını önleyerek adaletin sağlanmasına katkıda bulunur; sanık açısından ise savunma hakkını en etkin şekilde kullanarak adil yargılanma güvencesini sağlar.
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, hem mağdur hem de sanık açısından son derece ağır sonuçlar doğurabilen ve toplumda büyük yankı uyandıran davalardır. Mersin’de son yıllarda cinsel suç dosyalarının artması, bu alanda profesyonel hukuki desteğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Ceza yargılamasında yapılacak en küçük hata bile, hem mağdurun hak kaybına uğramasına hem de sanığın adil yargılanma hakkının ihlal edilmesine sebep olabilir.
Bu nedenle cinsel suçlarda uzman bir avukatın desteği, sürecin doğru yönetilmesi bakımından hayati öneme sahiptir. Mersin cinsel suçlar avukatı, dosyayı soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına kadar titizlikle takip eder. Soruşturma aşamasında delillerin doğru toplanması, ifadelerin usule uygun alınması ve mağdurun korunması için gerekli tedbirlerin uygulanması noktasında etkin rol oynar. Kovuşturma aşamasında ise delillerin mahkemede doğru şekilde sunulmasını sağlar, tarafların beyanlarının hukuka uygun biçimde değerlendirilmesine katkıda bulunur ve müvekkilinin haklarını en güçlü şekilde savunur.
Mersin’de cinsel suç davalarında tecrübeli bir avukatla çalışmak, davanın seyrini doğrudan etkileyebilir. Profesyonel hukuki destek, yalnızca yargılama sürecinin sağlıklı ilerlemesini değil, aynı zamanda mağdur açısından psikolojik güvenceyi ve sanık açısından da adil savunma hakkının korunmasını sağlar.
Sonuç olarak, cinsel suçlara ilişkin davalarda Mersin cinsel suçlar avukatı desteği almak, sürecin başından sonuna kadar tarafların hukuki güvence altında olmasını sağlayarak adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur.
1. Cinsel suçlarda şikâyet süresi ne kadardır?
Cinsel saldırı (TCK 102) ve çocuğun cinsel istismarı (TCK 103) şikâyete tabi değildir. Ancak reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK 104) ve cinsel taciz (TCK 105) şikâyete tabidir ve mağdur, suçu öğrendikten sonra 6 ay içinde şikâyette bulunmalıdır.
2. Mağdurun beyanı tek başına yeterli midir?
Bazı dosyalarda mağdur beyanı tek başına hüküm kurmaya yetebilir. Ancak mahkemeler genellikle beyanı destekleyen deliller (adli tıp raporu, tanık, dijital kayıtlar) aramaktadır.
3. İnternetteki yazışmalar delil olabilir mi?
Evet. WhatsApp, SMS, e-posta ve sosyal medya mesajlaşmaları mahkemece delil olarak kullanılabilir. Ancak bu delillerin doğruluğu ve güvenilirliği bilirkişi incelemesi ile teyit edilmelidir.
4. Cinsel suçlarda gizlilik kararı verilir mi?
Evet. Cinsel suç dosyalarının büyük çoğunluğunda soruşturma gizlilik kararı ile yürütülür. Bu karar, mağdurun özel hayatının korunması için önemlidir.
5. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda mağdurun rızası önemli midir?
Hayır. Mağdur 15-18 yaş arasında olsa bile bu fiil suç olarak düzenlenmiştir. Rıza, hukuken geçerli kabul edilmez.
6. Sanık beraat ederse mağdur tazminat öder mi?
Hayır. Ancak mağdurun kötü niyetli şikâyeti kanıtlanırsa sanık, haksız şikâyet nedeniyle ayrıca tazminat davası açabilir.
7. Cinsel suçlarda tutuklama kararı verilir mi?
Evet. Delillerin güçlü olduğu, mağdurun korunması gerektiği veya kaçma şüphesinin bulunduğu durumlarda tutuklama sıkça uygulanır.
8. Çocuğun ifadesi nasıl alınır?
Çocuğun ifadesi, pedagojik destek eşliğinde ve uzman gözetiminde alınır. Amaç çocuğun ruhsal bütünlüğünü korumaktır.
9. Cinsel suçlarda deliller nelerdir?
Adli tıp raporu, doktor muayenesi, mağdur beyanı, tanık ifadeleri, dijital kayıtlar, kamera görüntüleri ve bilirkişi raporları en önemli deliller arasındadır.
10. Cinsel saldırı suçu eşe karşı işlenirse süreç nasıl işler?
TCK m.102/2’ye göre, eşe karşı işlenen cinsel saldırıda soruşturma ve kovuşturma mağdurun şikâyetine bağlıdır.
11. Cinsel tacizde fiziksel temas şart mıdır?
Hayır. Cinsel taciz, çoğu zaman sözlü veya elektronik iletişim yoluyla da gerçekleşebilir. Fiziksel temas şart değildir.
12. Cinsel suçlarda mağdur vekili avukatın rolü nedir?
Mağdur vekili, hak kayıplarını önler, gizlilik kararlarının takibini yapar, koruma tedbirleri talep eder ve mağdur adına tazminat davası açar.
13. Cinsel suçlarda sanık avukatla çalışmak zorunda mıdır?
Zorunlu değildir. Ancak özellikle ağır suçlarda, sanığın hak kaybı yaşamaması için Mersin cinsel suçlar avukatı ile çalışması çok önemlidir.
14. Çocuğun cinsel istismarı suçunda ceza indirimleri var mıdır?
Failin yaşı küçükse veya etkin pişmanlık hükümleri uygulanırsa indirim olabilir. Ancak mağdurun 12 yaşından küçük olması halinde cezalar ağırlaştırılmıştır.
15. Cinsel suçlarda koruma tedbirleri nelerdir?
Mağdur için uzaklaştırma kararı, kimlik bilgilerini gizleme, iletişim yasağı, tedavi ve psikolojik destek kararı verilebilir.
16. Mağdurun şikâyetten vazgeçmesi davayı düşürür mü?
Sadece şikâyete tabi suçlarda (TCK 104-105) vazgeçme davayı düşürür. Diğer cinsel suçlarda şikâyetten vazgeçme davayı sonlandırmaz.
17. Cinsel suçlarda haksız yere tutuklanan kişi tazminat alabilir mi?
Evet. Sanık beraat ederse ve uzun süre haksız tutuklu kalmışsa devlete karşı tazminat davası açabilir.
18. Mağdur gizli kimlikle ifade verebilir mi?
Evet. Mahkeme kararı ile mağdurun kimliği gizlenebilir ve gizli tanık koruma tedbirleri uygulanabilir.
19. Cinsel suçlarda uzlaşma mümkün müdür?
Hayır. TCK 253’te düzenlenen uzlaşmaya tabi suçlar arasında cinsel suçlar yer almaz.
20. Mersin’de cinsel suçlarla ilgili dava ne kadar sürer?
Dosyanın kapsamına göre değişmekle birlikte, genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında sonuçlanır. Ancak istinaf ve temyiz süreçleri ek süre yaratabilir.
21. Cinsel suçlarda kamu görevlilerinin sorumluluğu var mıdır?
Evet. Polis, savcı, hâkim gibi kamu görevlileri süreci doğru yönetmek ve mağdurun haklarını korumakla yükümlüdür.
22. Cinsel suçlarda mağdur psikolojik destek alabilir mi?
Evet. Mağdurlar, devlet tarafından sunulan psikolojik destek hizmetlerinden faydalanabilir.
23. Sanık beraat ederse dosya sicile işler mi?
Hayır. Beraat kararı sanık lehine kesinleşirse sicilde bir kayıt oluşmaz.
24. Cinsel suçlarda ceza infazı nasıl olur?
Cezalar, infaz kanununa göre hesaplanır. Ağırlaştırılmış cezalar infazda daha az indirimle uygulanır.
25. Mersin cinsel suçlar avukatı ile gizli görüşme yapılabilir mi?
Evet. Avukatla yapılan tüm görüşmeler mesleki sır saklama yükümlülüğü kapsamında tamamen gizlidir.
Mersin Ceza Avukatı İletişim Bilgileri
🌐 Web sitemizi ziyaret edin: sinanakalin.av.tr
📩 E-posta: info@sinanakalin.av.tr
📱 Telefon: +90 (507) 895 2874
📍 Adres: Mahmudiye Mah. Kuvayi Milliye Cad. Gökdelen İş Merkezi Kat: 11 Daire: 240-241 Akdeniz / Mersin
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.