ŞÜPHELİ VE SANIĞIN HAKLARI NELERDİR

Anasayfa | Makaleler
ŞÜPHELİ VE SANIĞIN HAKLARI NELERDİR

ŞÜPHELİ VE SANIĞIN HAKLARI NELERDİR

ŞÜPHELİ VE SANIĞIN HAKLARI NELERDİR

 

Ceza muhakemesinde şüpheli veya sanık, yalnızca devletin güç kullandığı bir işlem nesnesi olarak değil, aynı zamanda temel haklara sahip bir birey olarak değerlendirilmelidir. Kolluk işlemleri sırasında beden muayenesi, arama ya da gözaltı gibi müdahalelere maruz kalan kişi, bazen doğrudan delil niteliği taşıyan bir pozisyonda bulunabilir. Ancak bu durum, onun hukuki güvencelerden yoksun bırakılabileceği anlamına gelmez.

Ceza muhakemesinde devletin, bireye nazaran daha üstün bir konumda olduğu açıktır. Bu nedenle şüpheli veya sanık, korunmaya muhtaç zayıf taraf olarak görülür ve bu doğrultuda birtakım anayasal ve kanuni güvencelerle donatılmıştır.

Bu güvencelerin başlıcaları şu şekildedir:


1. Savunma Hakkı

Ceza adalet sisteminde bireyin en esaslı hakkı savunma hakkıdır. Bu hak, şüpheli ve sanığa kendisini etkili biçimde savunabilme imkânı tanır. Kapsamı şu şekildedir:

  • Müdafiden yararlanma hakkı (CMK m. 147/1-c, 148/4),
  • Susma hakkı (CMK m. 147/1-e),
  • Kendi aleyhine beyanda bulunmaya veya delil üretmeye zorlanmama (nemo tenetur ilkesi),
  • Duruşmada soru sorma ve beyanlarda bulunma hakkı,
  • Tercüman talep etme hakkı,
  • Lehe delil sunma ve delil toplanmasını isteme hakkı (CMK m. 177 ve 147/1-f),
  • Mahkemede bizzat bulunma hakkı.

a) Savunma Hakkına Yönelik Müdahaleler

Yargıtay, şüphelinin ifadesi alınmaksızın hazırlanan iddianamelerin lekelenmeme hakkı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından sorun teşkil ettiğini vurgulamıştır. Şüpheliye yapılan tebligatlar usulüne uygun değilse ya da sanık CMK m. 195’e göre yokluğunda yargılanabileceği usulüne uygun bildirilmemişse hüküm tesis edilmesi savunma hakkını ihlal eder.

b) Susma Hakkı

Sanık, kendisini suçlayan beyanlarda bulunmaya zorlanamaz. Bu hak yalnızca sessiz kalmakla sınırlı değildir; aynı zamanda bireyin kendisine veya yakınlarına yönelik suçlayıcı bilgi verme mecburiyetinden de muaftır. Susma hakkının kullanılması, cezanın belirlenmesinde olumsuz biçimde dikkate alınamaz. Tersine uygulamalar, hem CMK hükümlerine hem de adil yargılanma ilkelerine aykırılık teşkil eder.

c) Müdafi Hakkı

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin yerleşik içtihadına göre, ifade alma sırasında müdafiin hazır bulunması esastır. Müdafisiz ifade alma, ancak çok istisnai hallerde ve haklı gerekçelerle sınırlı tutulabilir.

d) İfade Özgürlüğü ve Zorlama Yasağı

Şüpheli veya sanığın müdafii gelmeden önce "ön görüşme" adı altında yapılan, sohbet gibi nitelendirilen müdafisiz işlemler, ifade alma işlemini hukuka aykırı hale getirir. Bu yöntemle alınan ifadeler ile bunlara dayalı deliller geçersiz sayılmalıdır.


2. Lekelenmeme Hakkı

Masumiyet karinesi uyarınca, bir kişinin suçluluğu kesinleşmedikçe kamuoyuna suçlu olarak sunulması yasaktır. Soruşturma evresinde kişilerin medya önüne çıkarılması, adeta suçlu ilan edilmesi lekelenmeme hakkının ihlali anlamına gelir. Yargı Etiği İlkeleri ve YGİY m. 27 bu konuda açık hükümler içermektedir. Anayasa Mahkemesi de gizli belgelerin dosyada açık hale getirilmesini, özel hayatın gizliliğine ağır müdahale saymaktadır.


3. Hakları ve Suçlamayı Öğrenme Hakkı

Ceza Muhakemesi Kanunu, kişiye yakalandığı andan itibaren tüm haklarının açık şekilde bildirilmesini zorunlu kılar (CMK m. 90/4). YGİY m. 6’ya göre bu bilgilendirme yazılı olarak yapılmalı, mümkün değilse derhal sözlü açıklama yapılmalıdır.

Haklar yalnızca belirtilmemeli, aynı zamanda bireyin anlayabileceği düzeyde açıklanmalıdır. Özellikle susma hakkı, müdafiden yararlanma ve yakınlara haber verme hakkı gibi temel güvencelerin uygulanabilir şekilde sunulması gerekir. Yargı kararları da, “yasal haklarımı anladım” gibi standart ifadelerin yeterli olmadığını, bilgilendirmenin açık ve belgelenebilir şekilde yapılmasını şart koşmaktadır.


4. Yakınlarına Haber Verilmesini Talep Etme Hakkı

CMK m. 95 ve YGİY m. 8 gereği, yakalanan veya gözaltına alınan kişinin belirlediği bir kişiye haber verilmesi zorunludur. Bu hak, hem bireyin özel hayatının hem de haberleşme özgürlüğünün bir uzantısı olarak değerlendirilmelidir.


5. Hâkim Önüne Çıkma ve İtiraz Etme Hakkı

Yakalanan kişi hakkında Cumhuriyet savcısı derhal bilgilendirilir ve gerekli işlemler başlatılır. Gözaltı süresi uzatılırsa ya da kişi serbest bırakılmazsa, ilgili kişi sulh ceza hâkimi önüne çıkarılır. CMK m. 91 ve 101 hükümlerine göre, bu işlemlere karşı itiraz hakkı mevcuttur. Bu itiraz hakkı, kişi özgürlüğünün keyfi kısıtlanmasına karşı bir güvence mekanizmasıdır.

İHAM içtihadına göre, mahkemeye erişim hakkı ile kovuşturulmanın bağımsız ve tarafsız bir yargı organı tarafından yapılması ilkesi, mutlak şekilde korunmalıdır.

0 Yorum

Yorum Bırak

Abone Ol!

Bizden haberdar olmak için bültenimize abone olun.

© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.