ŞÜPHELİ VE SANIĞIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR

Anasayfa | Makaleler
ŞÜPHELİ VE SANIĞIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR

ŞÜPHELİ VE SANIĞIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR

ŞÜPHELİ VE SANIĞIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR

Ceza muhakemesi sürecinde şüpheli ve sanık yalnızca haklara sahip olmakla kalmayıp, aynı zamanda belli yükümlülüklere de tabi tutulmuştur. Ancak bu yükümlülükler, kişiyi maddi gerçeği ortaya çıkarmakla yükümlü kılmaz; şüpheli ya da sanığın lehine ya da aleyhine delil sunma veya açıklamada bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Şüpheli veya sanık, devletin sahip olduğu zor kullanma yetkileri kapsamında, usulüne uygun şekilde gerçekleştirilen adli işlemlere (örneğin yakalama, arama, tutuklama) katlanmak zorundadır. Kendi rızasıyla bu işlemlere uymaması durumunda, anılan işlemler zorla icra edilecektir.

1. İfade ve Sorguya Katılma Yükümlülüğü

İfade alma ve sorgulama işlemleri, her ne kadar şüpheli ve sanık yönünden bir yükümlülük teşkil etse de, bu süreç aynı zamanda bireyin kendini savunabilmesine olanak tanıyan bir haktır. Zira kişinin kendisine yöneltilen suçlamalara karşı beyanda bulunma fırsatı bu süreçte sağlanmaktadır.

Yargıtay içtihatlarına göre, kollukta müdafi olmaksızın verilen ve suçu ikrar içeren ifadeye dayanılarak mahkûmiyet kararı verilemez. Kovuşturma aşamasında sanığın sorgusu yapılmalı, önceki beyanları sorgulanarak doğruluğu test edilmelidir. Ayrıca işkence veya kötü muamele sonucu alınan ifadeler hukuka aykırıdır; bu tür yöntemlerle elde edilen ifadeler delil niteliği taşımaz ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesini de ihlal eder.

CMK m. 148/4 kapsamında, kollukta müdafii bulunmaksızın alınan beyanların sanık tarafından mahkemede kabul edilmemesi hâlinde, bu beyanların yargılamada kullanılmasına olanak tanınması eleştirilmiştir. Sanığın kendi aleyhine olan beyanları kullanıp kullanmama konusunda takdir yetkisine sahip kılınması, adil yargılanma ilkesine uygun değildir.

Benzer şekilde CMK m. 206/3 uyarınca, savcı ile müdafiin anlaşması hâlinde delillerin tartışmaya açılmaması imkânı da hukuki açıdan sorunludur. Ceza muhakemesinin aleniyet ve doğrudanlık ilkesi gereği, duruşma dışı bırakılmak istenen delillerin savunma hakkını kısıtlayacak şekilde devre dışı bırakılması kabul edilemez. CMK m. 217-218 hükümleri gereğince, duruşmada tartışılmayan deliller hükme esas alınamaz.

Ayrıca, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu m. 92 ve 93 uyarınca, asker kişilerin ifadeleri alınırken belirli usullere riayet edilmesi ve bu işlemlerde yetkili askeri personelin hazır bulunması gereklidir.

2. Hazır Bulunma Yükümlülüğü

CMK m. 145 ve 146 hükümleri uyarınca, şüpheli ve sanıklar savcı veya hâkimin çağrısı üzerine ifade veya sorgu işlemlerine katılmak üzere hazır bulunmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlali hâlinde, zorla getirme veya yakalama kararlarının uygulanması mümkündür (CMK m. 199).

Sanığın duruşmada bizzat bulunması yalnızca bir yükümlülük değil, aynı zamanda savunma hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için vazgeçilmez bir unsurdur. Hâkimin maddi gerçeğe ulaşma amacı ve cezanın bireyselleştirilmesi bakımından sanığın duruşmada hazır bulunması büyük önem taşır. Duruşmaya katılmaması, çoğu durumda kanun yollarında bozma sebebi teşkil edebilir.

Ancak sanığın mahkemeye usulüne uygun çağrılmış olmasına rağmen duruşmada yer almaması hâlinde, müdafi aracılığıyla yapılan savunma da adil yargılanmanın bir parçası olarak kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemeler, sanığın yokluğunda müdafiinin etkin biçimde savunma yapmasına imkân tanımalıdır. AİHS m. 6 gereği, adil yargılanma hakkı yalnızca duruşmaya katılma değil, aynı zamanda savunma hakkının etkin biçimde kullanılabilmesini de kapsar. Sanığın fiziki olarak mahkeme huzuruna çıkarılamadığı hâllerde, savunmanın müdafi aracılığıyla yapılması temel haklar kapsamında değerlendirilmelidir.

3. Kararlara Uyma ve Koruma Tedbirlerine Katlanma Yükümlülüğü

Şüpheli ve sanık, kendisi hakkında yürütülen adli işlemler ve alınan kararlar çerçevesinde uygulanan koruma tedbirlerine (arama, yakalama, tutuklama, adli kontrol vb.) uymakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, soruşturma ve kovuşturma makamlarının hukuk çerçevesinde yetkilerini kullanmaları koşuluna bağlıdır.

0 Yorum

Yorum Bırak

Abone Ol!

Bizden haberdar olmak için bültenimize abone olun.

© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.