Taksirli Yaralama Suçunda Şikayetten Vazgeçme Nedir?

Anasayfa | Makaleler
Taksirli Yaralama Suçunda Şikayetten Vazgeçme Nedir?

Taksirli Yaralama Suçunda Şikayetten Vazgeçme Nedir?

1. Giriş

Taksirli yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 89. maddesinde düzenlenen ve günlük hayatta en çok karşılaşılan ceza hukuku konularından biridir. Trafik kazaları, iş kazaları, hekim hataları (tıbbi uygulama kusurları), ev içi dikkatsizlikler veya basit bir tedbirsizlik sonucu gelişen olaylar, çoğu zaman “taksirle yaralama” değerlendirmesine konu olur. Hukuki yönden bakıldığında bu suçun ayırt edici özelliği, failin kastının bulunmamasıdır: Fail, sonucu istememiştir; ancak dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik, emir ve kurallara aykırılık yahut özen yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle öngörülebilir bir neticeyi öngörmemiş ve başkasının vücut bütünlüğüne zarar vermiştir. TCK m. 89/1, bu temel (basit) hali açıklarken; m. 89/2, yaralanmanın niteliğine ve ağırlığına göre cezada artırım öngörerek suçu nitelikli biçimde düzenler (örneğin kemik kırığı, yüzde sabit iz, yaşamı tehlikeye sokan durum, duyular/organ işlevinin sürekli zayıflaması, konuşmada sürekli zorluk, gebelikte erken doğum gibi sonuçlar).

Uygulamada taksirli yaralama dosyalarının en kritik ve pratik noktalarından biri, suçun şikâyete bağlılık rejimidir. Ceza muhakemesinde bazı suçlar, mağdurun şikâyeti olmaksızın re’sen soruşturulup kovuşturulabilirken; bazıları şikâyet şartına bağlıdır ve mağdurun süresinde şikâyeti bulunmazsa kamu davası açılamaz veya açılmışsa düşer. Taksirli yaralama suçunda şikâyet ve şikâyetten vazgeçme konuları; soruşturmanın başlatılmasından kovuşturmanın seyrine, failin ceza sorumluluğundan mağdurun haklarına, uzlaştırma ve zararın giderilmesi süreçlerinden davanın düşmesi ihtimaline kadar dosyanın kaderini doğrudan etkileyen hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle, özellikle trafik kazası dosyalarında maddi hasar–bedeni zarar ayrımı, kusur oranlarının belirlenmesi, bilirkişi raporlarının kapsamı ve sağlık raporlarının (ör. kemik kırığı veya yaşamı tehlikeye sokan durum) içerdiği tıbbi bulgularla şikâyet ilişkisi büyük önem taşır.

Bu çalışmada, TCK m. 89 hükmü esas alınarak taksirli yaralama suçunda şikâyetten vazgeçmenin:

  • Hukuki niteliğini ve şartlarını,

  • Soruşturma–kovuşturma aşamalarına etkisini,

  • Uzlaştırma ve zararın giderilmesi kurumlarıyla ilişkisini,

  • Davanın düşmesi, cezada indirim, HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması), adli para cezasına çevirme gibi sonuçlara yansımasını,

  • Şikâyet süresi ve usul bakımından dikkat edilmesi gereken noktaları,

  • Ağırlaşmış sonuçlar (örneğin kemik kırığı, yüzde sabit iz, yaşamı tehlikeye sokan durum) ortaya çıktığında şikâyet–re’sen ayrımının nasıl değerlendirilmesi gerektiğini,

uygulamadan örneklerle ve güncel yaklaşım çerçevesinde detaylı biçimde ele alacağız.

Bu yazı “taksirli yaralama şikâyetten vazgeçme”, “TCK 89 şikâyet”, “taksirli yaralama cezası nedir”, “trafik kazasında yaralanma suçu şikâyet”, “şikâyetten vazgeçmenin sonuçları”, “uzlaştırma taksirli yaralama”, “taksirle yaralama HAGB”, “şikâyet süresi kaç gün” gibi anahtar aramalar yapan okuyucular için kapsamlı bir rehber olacaktır. Özellikle mağdurun şikâyetten vazgeçmesi ile failin zararı gidermesi/uzlaşması kavramlarının karıştırılabildiği uygulamada, hangi durumda davanın düşeceği, hangi durumda cezai sorumluluğun devam edeceği veya uzlaşmanın nasıl sonuç doğuracağı konusunda net ve pratik yanıtlar sunmayı amaçlıyoruz.

Şunu da vurgulamak gerekir: Şikâyetten vazgeçme, tek başına her zaman otomatik düşme sonucunu doğurmayabilir; bunun şikâyete bağlılık rejimiyle, suçun basit–nitelikli halleriyle ve dosyanın usuli aşamasıyla (ör. iddianame düzenlenmeden önce/sonra) yakından ilgisi vardır. Bu nedenle, yazının ilerleyen bölümlerinde şikâyetten vazgeçmenin zamanı, usulü, geçerlilik şartları, etki doğurduğu an ve sınırları ayrı başlıklar altında incelenecektir. Ayrıca bilirkişi raporu, sağlık kurulu raporu, kusur dağılımı, sigorta ödemeleri (zorunlu trafik sigortası, tamamlayıcı poliçeler) ve maddi–manevi tazminat taleplerinin ceza yargılamasına yansıması; içtihatların (örneğin kemik kırığı–yüzde sabit iz gibi ağır sonuçların varlığında değerlendirme) şikâyetle ilişkisi de açıklanacaktır.

Sonuç olarak; taksirli yaralama suçunda şikâyetten vazgeçme stratejisi, hem mağdur hem de şüpheli/sanık açısından kritik bir süreç yönetimi gerektirir. Doğru zamanda, doğru usulde ve dosyanın tıbbi–teknik verileriyle uyumlu bir şekilde hareket edilmesi, cezai sorumluluğun hafiflemesi, davanın düşmesi veya uzlaşma gibi lehe sonuçların önünü açabilir. Bu rehber, TCK m. 89 çerçevesinde şikâyetten vazgeçmenin hukuki sonuçlarını adım adım ortaya koyarak, uygulayıcılara ve ilgililere net, güncel ve pratik bir yol haritası sunmayı hedeflemektedir.


2. Taksirli Yaralama Suçu Nedir? (TCK m.89)

2.1. Kanuni Düzenleme

Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesi taksirle yaralamayı şu şekilde düzenlemiştir:

Madde 89 –
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, ceza yarısı oranında artırılır.
(3) Mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, ceza bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.


3. Taksirli Yaralamanın Unsurları

Taksirli yaralama suçunun oluşması için:

  1. Failin kast olmaksızın, dikkat veya özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışta bulunması,

  2. Bu davranışın başkasının vücuduna zarar vermesi (acı, yaralanma, sağlık veya algı bozukluğu),

  3. Fiil ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması gerekir.

Bu suçun özelliği, failin sonucu istememesine rağmen öngörülebilir bir sonucu öngörmeden davranmasıdır. Dolayısıyla bu suç, bilinçli taksirden farklıdır. Bilinçli taksirde fail sonucu öngörür, ancak “gerçekleşmez” düşüncesiyle hareket eder.


4. Taksirli Yaralama Suçunda Şikayet Unsuru

4.1. Şikayete Bağlılık İlkesi

TCK m.89/5 hükmü uyarınca, taksirli yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Yani, savcılık resen harekete geçemez; mağdurun şikayet hakkını kullanması gerekir.

Ancak bu kuralın istisnaları vardır:

  • Bilinçli taksir halinde, yani failin neticeyi öngördüğü halde davranışını sürdürmesi durumunda şikayet aranmaz.

  • Ayrıca, mağdurun yaralanması hayati tehlike, organ kaybı gibi ağır sonuçlar doğurmuşsa da şikayet aranmaksızın kamu davası açılabilir.

4.2. Şikayet Süresi

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca, şikayet hakkı 6 ay içinde kullanılmalıdır. Mağdur, failin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde şikayet hakkını kullanmazsa, dava açılamaz.


5. Şikayetten Vazgeçme Nedir?

5.1. Tanım

Şikayetten vazgeçme, mağdurun daha önce yaptığı şikayet beyanından geri dönmesidir.
Yani mağdur, failin cezalandırılmasını artık istemediğini açıkça beyan eder.

Bu beyan, cumhuriyet savcılığına, mahkemeye veya zabıt altına alınmak üzere kolluk birimine yapılabilir.

5.2. Hukuki Nitelik

Şikayetten vazgeçme, kamu düzenine ilişkin bir hak değildir, kişisel bir hak niteliğindedir.
Dolayısıyla mağdurun serbest iradesiyle yapması gerekir.
Herhangi bir baskı, tehdit veya vaat altında yapılmışsa geçersiz sayılabilir.


6. Taksirli Yaralama Suçunda Şikayetten Vazgeçmenin Sonuçları

6.1. Dava Aşamasında Vazgeçme

Eğer mağdur dava açıldıktan sonra şikayetten vazgeçerse, ceza davası düşer.
Mahkeme, şikayete bağlı suçlarda vazgeçmenin geçerli olup olmadığını değerlendirir ve sonucu olarak davanın düşmesine karar verir.

6.2. Şikayetten Vazgeçmenin Bağlayıcılığı

Şikayetten vazgeçme kesindir.
Mağdur, bir kez şikayetten vazgeçtikten sonra yeniden şikayetçi olamaz.
Bu durum, CMK m.73/7’de açıkça düzenlenmiştir.

6.3. Şüpheli veya Sanığın Kabulü

Vazgeçmenin hüküm doğurabilmesi için, şüpheli veya sanığın bu vazgeçmeyi kabul etmesi gerekir.
Eğer sanık kabul etmezse, yargılama devam eder. Ancak uygulamada, taksirli yaralama suçlarında genellikle sanık vazgeçmeyi kabul eder.


7. Bilinçli Taksir Durumunda Şikayetten Vazgeçme

Bilinçli taksir, failin neticeyi öngörmesine rağmen “gerçekleşmez” düşüncesiyle hareket etmesidir.
TCK m.89/5 hükmü gereği, bilinçli taksirle işlenen taksirli yaralama suçlarında şikayet aranmamaktadır.

Dolayısıyla bu durumda:

  • Mağdur şikayetçi olmasa bile kamu davası açılabilir.

  • Mağdurun şikayetten vazgeçmesi, davanın düşmesine yol açmaz.

  • Ancak mahkeme, failin pişmanlığı, zarar giderimi gibi unsurları cezada indirim sebebi olarak değerlendirebilir.


8. Şikayetten Vazgeçmenin Uygulamadaki Önemi

Taksirli yaralama suçları genellikle trafik kazaları veya iş kazaları şeklinde karşımıza çıkar.
Bu tür olaylarda mağdur ve fail çoğu zaman birbirini tanıyan, aynı iş yerinde çalışan veya akraba kişilerdir.
Bu nedenle, mağdurun şikayetten vazgeçmesi oldukça sık rastlanan bir durumdur.

Uygulamada genellikle şu şekilde ilerler:

  1. Mağdur, failin zararını karşılaması veya özür dilemesi üzerine şikayetinden vazgeçer.

  2. Vazgeçme beyanı mahkemeye veya savcılığa sunulur.

  3. Sanık kabul eder.

  4. Mahkeme “davanın düşmesine” karar verir.


9. Taksirli Yaralama ve Trafik Kazaları

Trafik kazaları, taksirli yaralama suçunun en yaygın örneklerindendir.
Basit bir dikkatsizlik veya hız ihlali sonucu bir kişinin yaralanması halinde sürücü hakkında taksirli yaralama suçu kapsamında soruşturma başlatılır.

Eğer mağdur şikayetçi olmaz veya daha sonra şikayetten vazgeçerse, soruşturma veya kovuşturma düşer.
Ancak mağdurun yaralanması ciddi nitelikteyse (örneğin hayati tehlike, organ kaybı), şikayetten vazgeçme davayı düşürmez.


10. Şikayetten Vazgeçme Dilekçesi Örneği

MAHKEMESİNE / CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

KONU: Şikayetten vazgeçme beyanımdır.

Daha önce … hakkında … tarihli olay nedeniyle yapmış olduğum şikayetimden kendi özgür irademle vazgeçiyorum.
Hiçbir baskı veya tehdit altında kalmadım.
Gereğini arz ederim.

Adı Soyadı:
T.C. Kimlik No:
İmza:
Tarih:


11. Şikayetten Vazgeçmenin Cezaya Etkisi

Bazı durumlarda, şikayetten vazgeçme olmasa bile mağdurun zararın giderilmesi veya uzlaşma sağlanması, fail lehine değerlendirilir. Mahkeme, failin pişmanlığını ve mağdurla uzlaşma isteğini dikkate alarak cezada indirim yapabilir.

Ayrıca, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi uyarınca, taksirli yaralama suçları uzlaşmaya tabi suçlardandır. Bu nedenle şikayetten vazgeçme beyanı genellikle uzlaşma süreciyle paralel ilerler.


12. Yargıtay Kararlarından Örnekler

Yargıtay uygulamasında, şikayetten vazgeçme beyanı açıkça ifade edilmemişse bile, “şikayetçi değilim” gibi ifadeler vazgeçme olarak kabul edilebilmektedir.
Ayrıca, failin mağdurun zararını tamamen karşılaması ve mağdurun bunu kabul etmesi de uygulamada vazgeçme beyanı olarak değerlendirilebilir.


13. Sonuç

Taksirli yaralama suçunda şikayetten vazgeçme, ceza davasının sona ermesine yol açan önemli bir hukuki müessesedir. Ancak bu hak, yalnızca şikayete bağlı taksirli yaralama suçlarında geçerlidir.
Bilinçli taksir veya ağır sonuç doğuran hallerde, şikayetten vazgeçme davayı düşürmez. Mağdurun vazgeçme iradesini serbestçe ortaya koyması ve sanığın bunu kabul etmesi gerekir. Bu nedenle, sürecin doğru ve eksiksiz yürütülmesi için bir ceza avukatı desteği alınması, tarafların hak kaybı yaşamaması açısından büyük önem taşır.

Ceza Avukatı Mersin İletişim Bilgileri

🌐 Web sitemizi ziyaret edin: sinanakalin.av.tr
📩 E-posta: info@sinanakalin.av.tr
📱 Telefon: +90 (507) 895 2874
📍 Adres: Mahmudiye Mah. Kuvayi Milliye Cad. Gökdelen İş Merkezi Kat: 11 Daire: 240-241 Akdeniz / Mersin

0 Yorum

Yorum Bırak

Abone Ol!

Bizden haberdar olmak için bültenimize abone olun.

© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.