Ceza yargılaması sürecinde, özellikle malvarlığına karşı işlenen suçlar kapsamında en çok sorulan sorulardan biri şudur: “Zarar giderilirse ceza verilmez mi?” Bu sorunun cevabı, hem suçun türüne hem de yargılamanın evresine göre değişkenlik göstermektedir. Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde, zarar giderme, sanığın lehine sonuç doğurabilen önemli bir faktördür. Ancak bu durum her zaman cezasızlık anlamına gelmemektedir.
Zarar giderme; suçun mağdurunda meydana gelen maddi veya manevi zararın, fail ya da sanık tarafından kısmen veya tamamen tazmin edilmesidir. Uygulamada bu, doğrudan para ödemesi, malın iadesi veya onarımı, mağdurla sulh sağlanması gibi yollarla gerçekleşebilir.
Türk Ceza Kanunu’nun malvarlığına karşı suçlar bakımından öngördüğü etkin pişmanlık hükümleri, zararın soruşturma veya kovuşturma aşamasında giderilmesini cezada indirim veya cezasızlık sebebi olarak düzenlemektedir:
Soruşturma evresinde zarar giderilirse cezada daha fazla indirim söz konusu olabilir.
Kovuşturma aşamasında zarar giderilirse cezada indirim yapılabilir ancak bu indirimin oranı daha düşük olacaktır.
Yargıtay uygulamasına göre, zarar giderme, failin pişmanlık duygusunu ortaya koyması açısından değerlidir.
Bazı suçlar yalnızca şikayetle soruşturulabilmektedir. Bu suçlarda zarar giderildiğinde ve mağdur şikayetinden vazgeçtiğinde, dava düşer, dolayısıyla ceza verilmez.
Bu suçta mağdurun zararının giderilmesi, cezada indirim sebebidir. Ancak zarar giderilmiş olsa dahi suçun işlendiği sabitse, fail yine de ceza alabilir. İndirimin oranı hâkimin takdirindedir.
Nitelikli dolandırıcılık gibi ağır cezalık suçlarda zarar giderilmesi hâlinde dahi cezanın tümden ortadan kalkması mümkün değildir. Ancak etkin pişmanlık hükümleri gereğince cezada indirim yapılması mümkündür. Bunun için zararın tam ve zamanında giderilmesi gerekmektedir.
Aşağıdaki durumlarda zarar giderilmesi, ceza verilmesini tamamen engelleyebilir:
Şikayete tabi suçlarda zarar giderilerek şikayet geri çekilmişse,
Uzlaşma kapsamındaki suçlarda zarar giderilerek taraflar anlaşmışsa,
Etkin pişmanlık kapsamında suçta zarar giderilmiş ve kanuni koşullar sağlanmışsa.
Bazı durumlarda ise zarar tamamen giderilmiş olsa bile aşağıdaki sebeplerle ceza verilmeye devam edilebilir:
Suç kamu davasına konu ise ve şikayetten vazgeçme davayı düşürmüyorsa (örneğin kamu güvenini ilgilendiren suçlar),
Zarar geç giderilmiş ve failin samimi olmadığı kanaatine varılmışsa,
Suç nitelikli ve organize şekilde işlenmişse (örneğin dolandırıcılıkta TCK 158/1-f gibi),
Zarar giderme biçimi hukuken yeterli değilse (örneğin belge sunulmamışsa).
Yargıtay’ın 2024 sonu ve 2025 başındaki içtihatlarında, etkin pişmanlık ve zarar giderme konularında failin samimi olması, zarar miktarının tam karşılanması ve bunun belgelendirilmesi gerektiği sıkça vurgulanmıştır.
Örneğin Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 2024/877 E., 2025/113 K. sayılı kararında; “zararın soruşturma aşamasında eksiksiz şekilde giderilmesinin, fail hakkında TCK m.168 kapsamında en üst seviyede indirim uygulanmasını gerektireceği” belirtilmiştir.
Zarar tazminine ilişkin dekont, makbuz, sulh tutanağı gibi belgeler dosyaya sunulmalıdır.
Tazminatın mağdur adına yapılmış olması gerekir. Üçüncü kişilere yapılan ödemeler dikkate alınmaz.
Zararın giderildiği iddiası hâkime sunulan delillerle ispat edilmelidir.
Zararın giderilmesi ceza davasında fail açısından olumlu bir durumdur ve çoğu zaman cezada indirim veya cezasızlık sonucunu doğurabilir. Ancak bu durumun otomatik olarak her davada geçerli olacağı düşünülmemelidir. Suçun türü, zarar giderme zamanı, mağdurun tutumu ve yargılamadaki delil durumu gibi unsurlar dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Bu nedenle ceza davasında zarar giderme işlemi planlanmadan önce bir ceza avukatından profesyonel destek alınması büyük önem taşır.
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.