Günümüzde dijital iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte bireyler arasındaki özel yazışmalar da artmış ve kimi zaman bu konuşmalar hukuki ihtilaflara konu olmuştur. Özellikle sosyal medya, WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları veya görüntülü sohbet platformlarında yapılan cinsel içerikli yazışmaların suç teşkil edip etmediği, son yıllarda hem yargı kararlarında hem de kamuoyunda sıkça tartışılmaktadır. Peki, karşılıklı rıza ile yapılan cinsel içerikli konuşmalar Türk Ceza Kanunu açısından suç oluşturur mu?
Türk Ceza Kanunu (TCK), cinsel dokunulmazlığa karşı suçları TCK'nın 102-105. maddeleri arasında düzenlemektedir. Bu suçlar arasında cinsel saldırı (md. 102), çocukların cinsel istismarı (md. 103), reşit olmayanla cinsel ilişki (md. 104) ve cinsel taciz (md. 105) gibi fiiller yer alır. Ancak bu maddelerde geçen suçların çoğunluğu, karşılıklı rızanın bulunmadığı durumlar veya yaşı küçük bireylerin cinsel bütünlüğünü korumaya yöneliktir.
Karşılıklı rıza ile, yetişkin iki birey arasında gerçekleşen ve özel alanla sınırlı kalan cinsel konuşmalar genel itibariyle suç teşkil etmez. Ancak bu durumun istisnaları da bulunmaktadır.
TCK m.105 cinsel taciz suçunu şu şekilde tanımlar:
“Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu kapsamda, cinsel içerikli bir konuşma karşılıklı değilse, yani karşı tarafın rızası dışında yapılıyorsa veya rahatsızlık veriyorsa, bu fiil cinsel taciz kapsamında değerlendirilebilir. Yargıtay içtihatları da bu konuda nettir; mağdurun açıkça veya zımni olarak rızası olmayan konuşmalar cezalandırılabilir. Örneğin, ısrarlı mesaj gönderimi, cinsel içerikli fotoğraf atılması, karşı tarafın sınırlarını ihlal eden sözlü beyanlar hukuki sorumluluk doğurur.
Özellikle dikkat edilmesi gereken konulardan biri de 18 yaş altındaki bireylerle yapılan cinsel içerikli konuşmalardır. Türk hukukuna göre, bu durum çocukların cinsel istismarı suçu (TCK m.103) kapsamında değerlendirilir. Karşı tarafın rızası bulunsa dahi, mağdurun yaşı küçükse bu rıza hukuken geçerli kabul edilmez. Bu nedenle, reşit olmayan bireylerle yapılan cinsel içerikli konuşmalar kesinlikle suç teşkil eder ve ağır cezalara neden olabilir.
Karşılıklı rızaya dayalı cinsel konuşmaların üçüncü kişilerle paylaşılması, ifşa edilmesi ya da sosyal medyada yayınlanması ise ayrı bir hukuki sorumluluk doğurur. Bu fiiller, TCK m.134 kapsamında özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Ayrıca, konuşmalarda geçen isim, görüntü, ses gibi verilerin paylaşılması da kişisel verilerin hukuka aykırı paylaşımı (TCK m.136) kapsamında suç sayılır.
Karşılıklı cinsel konuşmaların suç sayılıp sayılmayacağının belirlenmesinde rıza en temel unsurdur. Eğer iki taraf da reşit bireylerse ve iletişim kendi özgür iradeleriyle gerçekleşmişse, bu durumun suç olarak değerlendirilmesi hukuken mümkün değildir. Ancak karşı taraf bu konuşmalar sırasında rızasının aşındığını, rahatsız olduğunu beyan etmişse, bu noktadan itibaren devam eden konuşmalar hukuki risk taşımaya başlar.
Konuşmalar kayıt altına alınabileceği için hukuki delil niteliği taşıyabilir.
Rıza sınırları net olmalı, ısrarlı mesajlar gönderilmemelidir.
Karşı tarafın yaşı mutlaka bilinmelidir.
Görüntü, video, ses gibi cinsel içerikli materyallerin paylaşımı büyük risk taşır.
Rızaya dayalı olsa bile üçüncü kişilerle bu konuşmaların paylaşılması suç teşkil eder.
Türk Ceza Hukuku bakımından, karşılıklı ve rızaya dayalı cinsel konuşmalar suç oluşturmaz. Ancak bu iletişimin rıza dışında gelişmesi, mağdurun yaşı küçük olması veya özel hayatın gizliliğine aykırı şekilde ifşa edilmesi durumlarında ciddi cezai sorumluluklar doğabilir. Bu nedenle, bireylerin dijital iletişimde sınırlarını bilmeleri, karşı tarafın iradesine saygı göstermeleri ve özellikle 18 yaş altındaki bireylerle herhangi bir cinsel içerikli konuşmadan kaçınmaları büyük önem arz etmektedir.
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.