Türk Ceza Hukuku sistemi içerisinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, toplum sağlığına verdikleri zarar nedeniyle en ciddi ve ağır yaptırımlara bağlanan suç tipleri arasında yer almaktadır. Bu suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 188. ve 191. maddeleri ekseninde iki temel kategoriye ayrılır: Uyuşturucu Madde İmal ve Ticareti (TCK 188) ve Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma (TCK 191).
Bu iki madde arasındaki ayrım, bir sanığın hukuki geleceği açısından kelimenin tam anlamıyla bir "uçurum" teşkil etmektedir. TCK 188 (ticaret) suçu, 10 yıldan başlayan ve nitelikli hallerde 15 yıl ve üzerine çıkabilen çok ağır hapis cezalarını öngörürken; TCK 191 (kullanma) suçu, modern ceza hukukunun "kullanıcıyı suçludan ziyade hasta olarak görme" ilkesi gereğince, hapis cezasından ziyade tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerini (kamu davasının açılmasının ertelenmesi) merkeze alır.
Ancak, kanun koyucu bu iki suçu ayırırken "X gram esrar kullanımdır, Y gram ticarettir" şeklinde somut bir miktar listesi belirlememiştir. Bu durum, yargılamalardaki en temel soruyu ortaya çıkarır: Sanığın üzerinde veya evinde bulunan uyuşturucu maddenin "kişisel kullanım" amacıyla mı, yoksa "ticaret" amacıyla mı bulundurulduğuna nasıl karar verilecektir?
Bu sorunun cevabı, Yüksek Mahkeme olan Yargıtay'ın yıllar içinde oluşturduğu istikrarlı içtihatlarda (emsal kararlarda) yatmaktadır. Yargıtay'ın temel ilkesi, suçun vasfının belirlenmesinde sanığın kastının (niyetinin) esas alınması gerektiği ve bu kastın tespitinde "bütüncül bir değerlendirme" yapılması zorunluluğudur.
Bu makalede, uyuşturucu yargılamalarındaki bu kritik ayrımın nasıl yapıldığını, Yargıtay'ın hangi kriterleri esas aldığını ve "miktar" faktörünün bu denklemdeki gerçek yerini hukuki bir perspektiften detaylıca analiz edeceğiz.
Ayrıma geçmeden önce, iki suç tipinin yasal unsurlarını ve sonuçlarını net bir şekilde anlamak gerekmektedir.
TCK'nın 191. maddesi, "Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak" eylemlerini suç olarak tanımlar.
Maddenin en belirgin özelliği, ceza sistematiğidir. Bu suçu ilk kez işlediği tespit edilen (veya belirli bir süre içinde tekrar etmeyen) şüpheli hakkında, Cumhuriyet Savcısı tarafından "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı verilir. Bu karar, şüpheliye bir "şans" verilmesi anlamına gelir:
5 Yıllık Erteleme: Şüpheli hakkında dava açılmaz ve 5 yıl süreyle denetim altına alınır.
Denetimli Serbestlik: Bu 5 yıl içinde, şüpheliye "denetimli serbestlik" tedbiri uygulanır.
Tedavi ve Yükümlülükler: Gerek görülmesi halinde, şüphelinin tedavi görmesi, rehabilitasyon programlarına katılması ve belirli aralıklarla test vererek madde kullanmadığını ispatlaması istenir.
Eğer şüpheli bu 5 yıllık süreci yükümlülüklere uygun şekilde tamamlarsa, hakkındaki soruşturma dosyası "kovuşturmaya yer olmadığı" kararı ile kapatılır ve bu durum adli siciline (sabıka kaydı) işlemez. Ancak, yükümlülükleri ihlal ederse (örn: test vermeye gitmezse veya tekrar madde kullanırsa), ertelenen kamu davası açılır ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanır.
Bu sistemin amacı, kullanıcıyı cezalandırmak değil, tedavi ederek topluma kazandırmaktır.
TCK'nın 188. maddesi ise uyuşturucu maddeyi bir "meta" olarak gören ve bundan haksız kazanç elde etmeyi hedefleyen eylemleri cezalandırır. Maddenin 3. fıkrası; "satan, satışa arz eden, başkalarına veren (hibe dahi olsa), sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan (ticari amaçla), kabul eden, bulunduran" kişilerin 10 yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılacağını hükme bağlar.
Bu maddedeki "bulundurma" eylemi, TCK 191'deki "bulundurma" ile karıştırılmamalıdır. Buradaki bulundurma, "satmak, devretmek veya sevk etmek" gibi bir ticaret kastı taşıyan bulundurmadır.
Ayrıca, maddenin 4. fıkrasında suçu ağırlaştıran "nitelikli haller" sayılmıştır. Eğer suç;
Okul, hastane, kışla gibi kamusal alanların yakınında işlenirse,
Maddenin türü eroin, kokain, morfin, bazmorfin veya sentetik kannabinoid (Bonzai vb.) ise,
Suç, 18 yaşından küçüklere yönelik işlenirse,
verilecek ceza yarı oranında artırılır (alt sınır 15 yıla çıkar).
Görüldüğü gibi, iki madde arasındaki yaptırım farkı muazzamdır. Bu nedenle, ele geçirilen bir maddenin hangi madde kapsamında değerlendirileceği sorusu, bir ceza davasının kaderini belirler.
Halk arasında en yaygın bilinen, ancak hukuken en çok yanlış anlaşılan kriter "miktar"dır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ilgili ceza dairelerinin (özellikle 10. Ceza Dairesi) binlerce kararında istisnasız olarak vurguladığı temel ilke şudur: "Ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı, tek başına suçun vasfını (kişisel kullanım veya ticaret) belirlemek için yeterli bir ölçüt değildir."
Bu nedenle Yargıtay, miktarın önemli bir "gösterge" olduğunu, ancak "kastın" tespiti için diğer tüm delillerle birlikte, "bütüncül bir değerlendirme" yapılması gerektiğini şart koşar.
Miktar tek başına yeterli olmasa da, Yargıtay "hayatın olağan akışı" ve "makul kullanım sınırları" çerçevesinde, bazı maddeler için fiili eşikler oluşturmuştur. Bu miktarlar aşıldığında, "ticaret kastı" yönünde güçlü bir karine (varsayım) oluşur. Bu durumda, sanığın "kullanıcı" olduğunu ispatlama yükümlülüğü (burden of proof) ağırlaşır.
Yargıtay içtihatlarına göre genel kabul gören bu yaklaşık sınırlar şöyledir:
Esrar (Kubar Esrar / Ot): Yargıtay, uzun yıllar 1 kilogramı (1000 gr) bir sınır olarak kabul etme eğilimindeydi. Ancak son dönem kararlarında bu sınırın aşağı çekildiği görülmektedir. Güncel içtihatlarda 600 gram ve üzeri miktarlar, genellikle kişisel kullanım sınırının aşıldığı yönünde güçlü bir delil olarak kabul edilmektedir.
Esrar (Toz / Reçine Esrar): Kubar esrara göre daha konsantre olduğu için, 20 gram ve üzeri miktarlar ticaret şüphesini kuvvetlendirir.
Kenevir Bitkisi (Kök): Kişisel kullanım amacıyla kenevir ekimi TCK 191 kapsamında olsa da, Yargıtay 20 kök ve üzeri bitki ekimini genellikle "ticaret amacıyla (esrar elde etme)" yapılmış bir eylem olarak değerlendirir.
Metamfetamin: Oldukça güçlü bir sentetik uyarıcı olan bu madde için net bir sınır olmamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarında 10 gramın altındaki yakalamaların (başka delil yoksa) kişisel kullanım olarak kabul edilebildiği, ancak 10 gram ve üzeri miktarların neredeyse kesin olarak ticaret lehine yorumlandığı görülmektedir.
Eroin / Kokain: Etki gücü ve maddi değeri çok yüksek bu maddeler için Yargıtay'ın toleransı çok düşüktür. Net bir gramaj belirtilmese de, uygulamada birkaç gramı (örn: 2-3 gram) aşan miktarlar dahi, diğer delillerle birlikte TCK 188 kapsamında değerlendirilebilmektedir.
Bu miktarların "kanun" değil, "içtihat" olduğunu ve her somut olayın kendi içinde değerlendirileceğini tekrar vurgulamak gerekir.
Yargıtay, mahkemelerden miktarın ötesine bakarak "ticaret kastı"nın varlığını şu somut deliller üzerinden araştırmasını istemektedir:
Bulundurma Yeri: Maddenin nerede bulundurulduğu kastı ele verir. Kişisel kullanıcının maddeyi evinde, yatak odasında veya kişisel eşyalarının arasında saklaması beklenirken; satıcının, kolayca ulaşılamayacak, zulalanmış (örn: aracın gizli bölmesi, evin kullanılmayan bir deposu) bir yerde saklaması ticaret şüphesini artırır.
Ele Geçirilme Zamanı ve Mekanı: Sanığın uyuşturucu madde ile birlikte nerede ve ne zaman yakalandığı önemlidir. Örneğin, gece yarısı bir eğlence mekanının önünde, bir okul bahçesi yakınında veya uyuşturucu satışıyla bilinen bir bölgede "beklerken" yakalanmak, kullanım amacından çok ticaret amacına işaret eder.
Bu kriter, genellikle dosyanın kaderini belirleyen en somut delilleri içerir.
Paketleme (Ambalajlama): Bu, en güçlü ticaret delillerinden biridir. Ele geçirilen maddenin (örneğin 50 gram) tek bir kütle halinde değil de, "fişek", "çıkı" veya "kilitli poşet" tabir edilen, her biri 1-2 gramlık onlarca küçük ve satışa hazır paketçikler halinde olması, miktardan bağımsız olarak, sanığın "perakende satış" yaptığını gösterir.
Hassas Terazi: Uyuşturucu davalarında "ticaret kastını" gösteren en bilinen delildir. Özellikle ele geçirilen hassas terazinin kefesinde "madde bulaşığı" (kalıntısı) tespit edilmesi, bu terazinin mutfakta baharat tartmak için değil, uyuşturucu maddeyi gramajla ayırıp satmak için kullanıldığını kanıtlar niteliktedir.
Çeşitlilik (Uyuşturucu Menüsü): Kişisel kullanıcının genellikle tek bir madde (veya onun türevleri) üzerinde yoğunlaşması beklenir. Ancak sanığın üzerinde veya evinde, birbirleriyle kimyasal olarak ilgisiz, farklı müşteri profillerine hitap eden birden fazla türde (örn: bir miktar esrar, birkaç adet Ecstasy hap, bir miktar kokain ve bir miktar sentetik kannabinoidin bir arada) uyuşturucu maddenin bulunması, Yargıtay tarafından "kullanım alışkanlığıyla bağdaşmayan" ve "ticaret kastını gösteren" güçlü bir delil olarak kabul edilir.
Sanığın Kullanıcı Olup Olmadığı: Bu, çift yönlü bir delildir.
Kullanıcı Değilse: Yapılan kan ve idrar tahlillerinde sanığın "temiz" çıkması, yani kendisinin uyuşturucu kullanmadığının tespiti. Uyuşturucu kullanmayan bir kişinin üzerinde uyuşturucu bulundurması, Yargıtay'a göre hayatın olağan akışına aykırıdır ve bu maddeyi "ticaret" amacıyla bulundurduğuna dair çok güçlü bir karinedir.
Kullanıcı İse: Sanığın kullanıcı olduğunun (tahlillerle veya geçmiş tedavi kayıtlarıyla) ispatlanması, "içmek için bulunduruyordum" savunmasını destekler. Ancak bu, tek başına bir kurtuluş reçetesi değildir. Yargıtay'ın yerleşik görüşü, "bir kişinin uyuşturucu kullanıcısı olmasının, aynı zamanda ticaretini yapmasına engel olmadığı" yönündedir. Kişi, hem kendi bağımlılığını finanse etmek (içtiği maddenin parasını çıkarmak) hem de kâr etmek için "içici-satıcı" (kullanıcı-satıcı) olabilir. Bu durumda, diğer deliller (terazi, paketçikler, telefon kayıtları) devreye girer.
Müşteri Arama ve Pazarlık Davranışları: Sanığın maddeyi satmak için aktif olarak müşteri araması, pazarlık yaparken yakalanması veya bu yönde teknik takip (telefon dinlemesi) kayıtlarının olması, miktar ne olursa olsun eylemi doğrudan TCK 188 kapsamına sokar.
Özellikle yüksek miktarlı veya maddi değeri yüksek (kokain, eroin gibi) maddelerin yakalanmasında bu kritere bakılır. Mahkeme, sanığın SGK kaydını, banka hesap hareketlerini ve genel gelir durumunu araştırır. Düzenli bir geliri veya işi olmayan bir sanığın, yüksek maddi değerli uyuşturucu maddeleri bulundurması, bu maddeleri "kullanmak amacıyla finanse edemeyeceği" ve "satışından gelir elde etme" kastıyla hareket ettiği yönünde dolaylı bir delil olarak değerlendirilir.
Bir davada miktar, içtihatlardaki sınırların (örn: 800 gram esrar) üzerindeyse ancak sanık ısrarla "Ağır bağımlıyım, bu benim yıllık ihtiyacım" savunmasını yapıyorsa, mahkeme Yargıtay'ın zorunlu kıldığı bir prosedürü işletir: Bilirkişi Raporu.
Dosya, Adli Tıp Kurumu'na (ATK) gönderilerek sanığın "yıllık kişisel kullanım ihtiyacının" ne kadar olduğunun bilimsel olarak tespit edilmesi istenir. ATK, sanığın kullanım alışkanlıklarına göre "yıllık X gram madde tüketebilir" yönünde bir rapor verirse ve ele geçirilen miktar bu sınırın altındaysa, dosya TCK 191 (kullanma) lehine dönebilir. Ancak rapor, miktarın yıllık tüketim sınırının çok üzerinde olduğunu belirtirse, bu durum TCK 188 (ticaret) suçlamasını güçlendirir.
Günümüz yargılamalarında, ticaret kastının ispatı büyük ölçüde soruşturma aşamasında toplanan teknik delillere dayanmaktadır.
Teknik ve Fiziki Takip Verileri (CMK 135, 140): Cumhuriyet Savcısının talebi ve mahkeme kararıyla, şüphelinin telefonlarının dinlenmesi (TAP kaydı) veya fiziki olarak izlenmesi (görüntü kaydı) mümkündür. Bu kayıtlarda sanığın şifreli konuşmalarla (mal, ot, beyaz, kristal, fiyat vb.) sipariş alması, pazarlık yapması veya başka kişilere madde teslim ederken görüntülenmesi, ticaret suçunun en somut delillerini oluşturur.
Cep Telefonu Verileri (Dijital İnceleme): Sanığın el konulan cep telefonu üzerinde yapılacak dijital materyal incelemesi, davaların seyrini değiştirebilir. WhatsApp, Telegram, SMS gibi uygulamalardaki yazışmalar, madde fotoğrafları, para transferi dekontları veya "Notlar" bölümüne yazılmış alacak-verecek listeleri ("satış notları"), sanığın "kullanıcıyım" savunmasını çürüten birincil delillerdir.
İhbar, Tanık ve Etkin Pişmanlık:
İhbar: Birçok operasyon ihbarla başlasa da, Yargıtay "kimliği belirsiz, soyut ve başka delillerle desteklenmeyen ihbarların" tek başına mahkumiyet için yeterli olamayacağını açıkça belirtmektedir. Sadece bir ihbar ve miktara dayalı olarak (diğer kriterler yokken) ticaret cezası verilmesi, Yargıtay tarafından "eksik inceleme" gerekçesiyle bozulmaktadır.
Tanık: Sanıktan uyuşturucu madde satın aldığını beyan eden kişilerin (alıcıların) ifadeleri, TCK 188 yargılamalarında kritik öneme sahiptir.
Etkin Pişmanlık (TCK 192): Ticaret suçunu işleyen sanığın, suçu ortaya çıktıktan sonra, maddeyi kimden aldığını veya kimlere sattığını (diğer suç ortaklarını) bildirerek suçun aydınlatılmasına ve diğer faillerin yakalanmasına yardımcı olması durumunda, cezasında TCK 192 hükümleri uyarınca ciddi indirimler yapılır.
Uyuşturucu madde yargılamalarında "kişisel kullanım" ile "ticaret" arasındaki çizgi, kanunda yazılı net bir gramaj sınırı ile değil, Yargıtay içtihatlarıyla şekillenen "kastın tespiti" ile çizilir.
Bir sanığın TCK 188 (ticaret) suçundan cezalandırılabilmesi için, ele geçirilen miktarın yanı sıra, bu maddeyi "satma, devretme veya sağlama" niyetinde olduğunu gösteren somut, yan delillerin de dosyada bulunması şarttır. Satışa hazır paketçikler, madde bulaşıklı hassas terazi, dijital yazışmalar, tanık beyanları veya ticaret kastını gösteren diğer eylemler (pazarlık vb.) olmaksızın, sadece "miktarın yüksek olmasına" veya "soyut bir ihbara" dayanılarak ticaret suçundan ceza verilmesi, adil yargılanma ilkesine ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına aykırıdır.
Bu suçlamaların ciddiyeti ve hukuki karmaşıklığı göz önüne alındığında, TCK 188 veya TCK 191 kapsamında yürütülen bir soruşturma veya kovuşturmada, alanında uzman bir ceza hukuku avukatından profesyonel destek almak, hak kayıplarını önlemek adına hayati önem taşımaktadır.
1. Türkiye'de kişisel kullanım sınırı yasal olarak kaç gramdır?
Türkiye'de kanunla belirlenmiş net bir gram sınırı yoktur. Sınır, Yargıtay'ın içtihatları (emsal kararları) ve her davanın kendi delil durumuna (ele geçirilme şekli, hassas terazi, paketleme vb.) göre belirlenir.
2. 600 gram esrar (kubar) yakalatmak kesin uyuşturucu ticareti sayılır mı?
Kesin değildir, ancak Yargıtay'ın son dönem içtihatlarına göre 600 gram ve üzeri esrar miktarı, "ticaret kastı" yönünde çok güçlü bir karine (varsayım) oluşturur. Sanığın bu miktarı kişisel kullanımı için bulundurduğunu (örneğin yıllık ihtiyacı olduğunu Adli Tıp raporuyla) ispatlaması gerekir.
3. 10 gram metamfetamin kişisel kullanım mı, ticaret mi?
Genellikle 10 gramın altındaki metamfetamin yakalamaları (başka hiçbir ticaret delili yoksa) kişisel kullanım (TCK 191) olarak kabul edilme eğilimindedir. Ancak 10 gram ve üzeri miktarlar, ticaret (TCK 188) şüphesini ciddi şekilde artırır.
4. Evde hassas terazi bulmak tek başına suç mudur?
Hayır. Ancak bu terazi, uyuşturucu madde ile birlikte ve özellikle "üzerinde madde kalıntısı (bulaşık)" olacak şekilde ele geçirilirse, uyuşturucu ticareti suçunun (TCK 188) en kuvvetli delillerinden biri haline gelir.
5. Üzerimde hem esrar hem de kokain çıkarsa ne olur?
Birden fazla ve farklı türde (örn: esrar, kokain, sentetik hap) uyuşturucunun bir arada bulunması, Yargıtay tarafından "kişisel kullanım" alışkanlığıyla genellikle uyumlu görülmez ve "ticaret" şüphesini ciddi şekilde artıran bir delil olarak kabul edilir.
6. 20 kök kenevir ekmek ticaret suçuna girer mi?
Evet, Yargıtay içtihatlarına göre 20 kök ve üzeri kenevir bitkisi ekimi, kişisel kullanım amacını aştığı ve "ticaret amacıyla (esrar elde etme)" yapıldığı yönünde bir karine olarak kabul edilir.
7. Miktar az olsa bile uyuşturucu ticareti cezası alabilir miyim?
Evet. Örneğin, 1 gram uyuşturucuyu bir başkasına satarken veya para alırken suçüstü yakalanırsanız, miktar ne kadar az olursa olsun eylem "uyuşturucu ticareti" (TCK 188) suçunu oluşturur. Önemli olan kasttır.
8. Sadece birinin ihbarıyla uyuşturucu ticareti cezası alır mıyım?
Yargıtay'a göre, soyut, delillerle desteklenmeyen (örn: kimliği belirsiz) bir ihbar, tek başına mahkumiyet için yeterli değildir. İhbarın mutlaka somut delillerle (arama sonucu, teknik takip vb.) desteklenmesi gerekir.
9. Telefonumdaki WhatsApp mesajları uyuşturucu davasında delil olur mu?
Evet. Hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş (mahkeme kararıyla veya rızayla alınmış) dijital materyal incelemesinde ortaya çıkan; uyuşturucu madde satışı, siparişi, pazarlığı veya para alışverişi içeren mesajlaşma kayıtları, ticaret suçunda birincil delil olarak kullanılabilir.
10. Uyuşturucu kullanıcısı olduğumu kanıtlarsam ceza almam mı?
Uyuşturucu kullanıcısı olduğunuzun tespiti (tahlil, tedavi kaydı) sizi "ticaret" (TCK 188) suçlamasından kurtarabilir. Ancak bu durumda "kullanmak için uyuşturucu bulundurma" (TCK 191) suçundan işlem görürsünüz. Bu suçta hapis cezası yerine genellikle 5 yıllık "kamu davasının ertelenmesi" ve "denetimli serbestlik" (tedavi ve takip) kararı verilir.
11. "İçici-satıcı" (kullanıcı-satıcı) olmak nedir?
Kişinin hem uyuşturucu kullanıcısı olması hem de kendi bağımlılığını finanse etmek veya ek gelir elde etmek için maddenin bir kısmını satması durumudur. Bu durumda kişi, "kullanıcıyım" savunması yapsa dahi, satışa yönelik deliller (terazi, paketçikler, tanık vb.) varsa TCK 188 (ticaret) suçundan cezalandırılır.
12. Uyuşturucu ticareti (TCK 188) cezasının alt sınırı nedir?
TCK 188/3'e göre suçun temel halinin (satma, bulundurma vb.) cezası 10 yıldan az olmamak üzere hapistir. Eğer madde eroin, kokain, sentetik kannabinoid ise veya suç okul yakınında işlenmişse, alt sınır 15 yıla çıkar.
13. "Yıllık kullanım miktarı" raporu nedir?
Sanığın "kullanıcıyım, yakalanan miktar yıllık ihtiyacım" savunması yapması üzerine, mahkemenin Adli Tıp Kurumu'ndan istediği rapordur. Bu rapor, sanığın kullanım alışkanlıklarına göre 1 yılda en fazla ne kadar madde tüketebileceğini bilimsel olarak belirler.
14. Sanığın ekonomik durumu neden önemlidir?
Düzenli bir geliri veya işi olmayan bir sanığın, yüksek maddi değerli uyuşturucu maddeleri (kokain, metamfetamin vb.) bulundurması, bu maddeleri finanse edemeyeceği ve muhtemelen satışından gelir elde ettiği yönünde bir şüphe yaratır ve ticaret kastını destekleyen dolaylı bir delildir.
15. Evde çok sayıda kilitli poşet (fişek) bulmak sorun mu?
Evet. Uyuşturucu maddenin yanında, satışa hazır hale getirmek için kullanılan çok sayıda boş kilitli poşet, alüminyum folyo veya paketleme kağıdı bulunması, ticaret yapıldığına dair önemli bir delildir.
16. Kubar esrar ile toz esrar (reçine) sınırı neden farklı?
Çünkü toz veya reçine esrar, kubar (ot) esrara göre çok daha konsantre ve işlenmiş bir maddedir. Bu nedenle 20 gram reçine esrar, 20 gram kubar esrardan çok daha fazla etkiye ve kullanım dozuna tekabül eder. Yargıtay bu farkı gözetmektedir.
17. Yargıtay'ın 600 gr esrar kararı kesin bir kural mı?
Hayır, bu bir kural değil, "içtihat eğilimidir". Yargıtay son yıllarda 1 kg olan zımni sınırı 600 grama çekme eğilimindedir. Ancak 700 gramla yakalanıp, başka hiçbir ticaret delili olmayan birinin TCK 191'den (kullanma) işlem görmesi hala mümkündür.
18. "Etkin Pişmanlık" (TCK 192) nedir?
Uyuşturucu ticareti (TCK 188) şüphelisi veya sanığının, maddeyi kimden aldığını, kimlere verdiğini veya suç ortaklarını (tedarik zincirini) ortaya çıkaracak şekilde yetkili makamlarla (Polis, Savcılık) işbirliği yapmasıdır. Bu işbirliği, suçun aydınlatılmasına katkı sağlarsa, sanığın cezasında çok ciddi indirimler yapılır.
19. Ticaret kastı olmasa da miktar çok yüksekse ne olur? (Örn: 5 kg esrar)
Eğer miktar, "yıllık kişisel kullanım sınırının" çok çok üzerindeyse (örn: 5 kg esrar), sanık "kullanıcıyım" dese bile Yargıtay, "bu kadar yüksek bir miktarın kişisel kullanım amacıyla stoklanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu" belirterek, başka bir delil olmasa dahi bunu ticaret kastı (TCK 188) olarak kabul edecektir.
20. Bu makale hukuki tavsiye midir?
Hayır. Bu makale, genel bilgilendirme amacıyla ve Yargıtay kararlarının bir özeti olarak hazırlanmıştır; hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Uyuşturucu suçuyla ilgili bir soruşturma veya davanız varsa, derhal bir ceza avukatından profesyonel hukuki yardım almanız zorunludur.
Ceza Avukatı Mersin İletişim Bilgileri
🌐 Web sitemizi ziyaret edin: sinanakalin.av.tr
📩 E-posta: info@sinanakalin.av.tr
📱 Telefon: +90 (507) 895 2874
📍 Adres: Mahmudiye Mah. Kuvayi Milliye Cad. Gökdelen İş Merkezi Kat: 11 Daire: 240-241 Akdeniz / Mersin
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.